Bir nesneyi büyütmek ya da küçültmek için genellikle o nesneyi ezmek, germek ya da şeklini değiştirmek gerekiyor. Bir nesnenin şeklini değiştirmeden boyutlarını değiştirmeye dilatasyon deniyor. Bu tür uygulamalar, mühendislik ve tıp gibi birçok alanda kullanılıyor.
TU Delft'in Hassas ve Mikrosistem Mühendisliği (PME) bölümünden araştırmacılar, istenen bütün eğri yüzeylere uygulanabilecek bir dilatasyon yöntemi tasarladılar. Araştırmacılar, üçgenleme dedikleri yöntemi eğri bir cismin görselleştirilmesinde, yüzeye yerleştirilen üçgenler vasıtasıyla kullandılar. Üçgen kafesler, bilgisayar grafikleri içerisinde üç boyutlu yapıları temsil etmenin hesaplama açısından verimli yoludur. Araştırmacıları bu şekilde 21. yüzyılın yaratıcılığını bir noktada sabitlenmiş ve hareket edebilen dört çubuk olan 17. yy pantografıyla birleştirdiler.
Araştırmacılar, yöntemlerini 1994 yılında Stanford Üniversitesi’nde geliştirilen bilgisayar grafiklerinde yaygın olarak kullanılan bir test modeli olan Stanford tavşanı da dahil olmak üzere çeşitli örneklere uyguladılar. Ayrıca yöntemin istenen başka bir yüzeye de uygulanabileceğini, denemelerle gösterdiler. Araştırmacıların bu bulgusu, çocuklar için genişleyebilen diş telleri, atar damar stentleri ve mobilyalara kadar bir çok alanda kullanılabilir.
Werner van de Sande ve Freek Broeken, geliştirdikleri yöntemin kendi araştırmalarında da kullanılması için çalışıyor. Werner van de Sande, engelli insanlar için bir dış iskelet geliştirmeye çalışıyor.
Freek Broeken, “Bu pasif dış iskeletlerin kompakt olmaları ve hareket sırasında vücuda yakın olmaları gerekiyor. Yüzeye ölçeklendirme eklemek bize bu gereksinimi karşılamak için fazlasıyla tasarım özgürlüğü tanıyor” dedi.