ÖZEL HABER - Batı ülkelerinde yaşanan beyin göçü dalgası son birkaç yıldır rekor düzeye ulaşmış durumda. Daha önceki bir içeriğimizde, bu göç dalgasında kendisini bulan üç gençle röportaj gerçekleştirip bu durumun nedenleri üzerine konuşmuştuk.
Bu kez de Türkiye'ye gerçekleşen beyin göçünü irdeledik. İran'dan eğitim ve iş nedeniyle gelen iki genç mühendise bazı sorular yönelttik ve aydınlatıcı cevaplar aldık. Soruları kendi Türkçeleriyle yanıtladıklarını, düşüncelerine herhangi bir müdahalede bulunmadığımızı belirtelim. İyi okumalar...
İlk konuğumuz olan Hasti, ailesiyle birlikte İzmir'de yaşıyor. Biyomedikal mühendisliği okudu fakat henüz iş hayatına başlamadı. İzlenimlerini, hislerini, düşüncelerini kendisinden dinleyelim:
Türkiye'ye göçme nedeninden bahseder misin? İstediğin için mi buradasın, daha iyi bir alternatifin olmadığı için mi?
Aslında burada yaşıyorum çünkü Türkiye'yi seviyorum, İran'a yakın ve geleneklerimiz neredeyse aynı.
Türkiye'ye ilk geldiğinde en çok şaşırdığın, garipsediğin şeyler ne oldu?
Beni gerçekten şaşırtan şey, İzmir'deki insanların çoğunun İngilizce bilmemesiydi.
Burada en çok hoşuna giden şeyler nedir?
Havayı ve doğayı severim.
İran'da başörtüsü zorunluydu, Türkiye'de istediğin gibi giyinebiliyorsun. Bu farklılık nasıl hissettiriyor? İran'a da bir Atatürk gelseydi, dediğin oluyor mu?
Şiddete kesinlikle her şeyde katılmıyorum, bir insan olarak görünüşüm hakkında karar vermek ilk hakkım olmalı ve İran'da başörtüsü olması ne yazık ki bir zorunluluk ve buna katılmıyorum.
Oturma izni, iş bulma, vatandaşlık alma gibi konular çok zorladı mı?
Evet, burada ikamet etme ve burada çalışma prosedürü bugünlerde gerçekten zor ve her geçen gün daha karmaşık hale geliyor.
Türkçeyi öğrenmek zor oldu mu? İlk duyduğunda kulağa nasıl gelmişti. İngilizce gibi yumuşak bir dil mi, Rusça ve Almanca gibi sert mi?
Aslında benim için çok zor değil; Farsça, İngilizce ve Fransızcanın birleşimi ve benim için neredeyse kolay ama yine de konuşacak öz güvenim yok. :)
Ülkeye adapte olabilmen kolay oldu mu? Sosyal çevren nasıl?
Evet, Türkiye'deki insanlarla iletişim kurmayı kolay buldum ama benim de kötü tecrübelerim olduğunu belirtmeliyim.
Kendini burada ikinci sınıf vatandaş olarak hissediyor musun? Böyle hissetmene neden olan bir ırkçılığa, dışlanmaya maruz kaldın mı?
Evet, maalesef defalarca ikinci sınıf vatandaş olduğumu hissettim ve bizi Araplarla karşılaştırmaları da canımı sıkıyor.
Ardında bırakmak zorunda kaldıkların peki? Ailen, arkadaşların, memleketin? Ne hissettiriyor?
Aslında burada ailemle yaşıyorum, bu yüzden kendimi çok kötü hissetmiyorum.
Memleketine geri dönmeyi düşünüyor musun?
Hayır, İran'a dönmek gibi bir planım yok, henüz değil. :)
Türkiye'nin en önemli sorunu sence nedir?
Bence enflasyon günümüzün en önemli sorunlarından biri.
İkinci konuğumuz Ata, İran'ın Tahran şehrinde doğup büyüdü ve doktorasını İzmir'de yapıyor. Kendisine yönelttiğimiz soruları içtenlikle yanıtladı.
Türkiye'ye göçme nedeninden bahseder misin? İstediğin için mi buradasın, daha iyi bir alternatifin olmadığı için mi?
Aslında buraya gelmemin sebebi, burada Türkçe konuşmak çünkü İran'da Azerice resmi bir dil olarak kabul edilmiyor ve İran'da ikinci sınıf bir vatandaş gibi gözüküyoruz. Halbuki İran'da yaklaşık 30-40 milyon Azerice konuşan insan var ve İran'da baskılardan dolayı, kötü yönetim, her şey dinle harmanlandığı için artık insanlara bir gına geliyor.
İran Türkleri veya daha doğrusu İran Azerileri için en iyi alternatif, ki hem özgür bir ülke olmasından dolayı, düşünce özgürlüğü, işte din seçimi özgürlüğü, kıyafet seçimi özgürlüğü olsun Azerice konuşanlar için en iyi alternatif Türkiye'dir ve ayrıca İran'ın da komşusudur ve Türkiye'ye gelmek için vize de gerekmiyor.
Türkiye'nin vize istememesi, Atatürk ile Rıza Şah arasındaki bir anlaşmadan dolayı çünkü eskiden Atatürk ve Rıza Şah çok sıkı ve çok yakın ve samimi arkadaşlardı. O yüzden yüz senelik bir anlaşma yaptılar, ki İran-Türkiye arasında vize istenilmeyecek.
Türkiye'ye ilk geldiğinde en çok şaşırdığın, garipsediğin şeyler ne oldu?
Baya şaşırdığım şey, her yaştan insanın sigara içmesi. Hele kadınların içmesi. İran'da böyle her yaştan insanlar içmiyor, tabii birçok sebebi var ancak özet geçmek gerekirse Türkiye'de böyle ortaokul, lise böyle kızlı erkekli herkes sigara içiyor. Kadınların çoğu içiyor, İran'da kadınlar genelde içmez çünkü kötü bir imajı var. Çünkü kadınlar kendilerine bakıyorlar, bakım falan yapıyorlar; ciltleri bozulmasın, bir şey olmasın diye sigara içmiyorlar. Türkiye'de şaşırdığım şey; herkes içiyor, her yaşta içiyor.
Azerbaycan Türk'üsün; peki Türkiye kültürüyle benzerlikler mi daha fazla, farklılıklar mı?
Türkiye kültürüyle benzerlik çok var. Bayağı benzerlik var ve ihmal edilecek kadar küçük bir farklılık da var. Ben yurt dışına Avrupa'ya gittiğimde; işte Almanya'dır, Fransa'dır birkaç ülkeyi gezdiğim zaman anladım ki gerçekten İran ve Türkiye bayağı kültür olarak yakın. O kadar yakın ki bazen şaşırma sesi, bazı ince detay kültürler benziyor. İnsan şey diyor, "O kadarını da beklemezdim."
Burada en çok hoşuna giden şeyler nedir?
İnsanların sıcakkanlı olması, insanların yardımsever olması. Ben Azeri'yim, İranlı Azeri'yim dediğimde böyle çok güzel karşılamaları. Tabii Azeri olmayan İranlılar da var. Dedim ya 30-40 milyon Azerice konuşan İranlı var. Geri kalanı, mesela Türkiye'ye geldiğimde ben duydum birkaç arkadaştan, çok fazla sıcak bakmıyorlar ama Azerice konuşanlara bayağı sıcak davranıyorlar, bayağı böyle güleryüzlüler. Başka hoşuma giden şey, insanların birbirine saygı göstermesi. Dinî olarak yine İran'a göre daha böyle özgür bir düşünce, böyle çağdaş fikri olan, ileri görüşlü olan aile ve yaşlı insan sayısı İran'a göre daha fazla.
İran'da şeriat yasaları geçerli, Türkiye'de bu farklılık nasıl hissettiriyor? İran'a da bir Atatürk gelseydi, dediğin oluyor mu?
Evet, İran'da şeriat var; İran'da din ve siyasetin acayip bir şekilde bütünleşmesi var. Yani din eşittir siyaset İran'da. Artık din o kadar müdahale etmek istiyor ki insanların evine gidip en özeline bile karışacak durumda. Yani tabii böyle bir durum var; şimdi sosyal medya ve insanların bilinçlenmesi, en önemlisi sosyal medya çünkü artık devletler her istediğini yapsa sosyal medyada bir şeyleri gizlemek imkansız. İran daha böyle artık bir şeylerin farkına doğru giriyor. İran'da her an bir patlama olabilir.
Yani İran'da insanların artık gitgide bu son yıllarda hani artık bir çeşit gerçekleri görmüşler, gerçeklerin farkına varmışlar ve İran ne kadar hani daha böyle özgür dinden bağımsız düşünceye gidiyorken Türkiye tam tersi.
Oturma izni, iş bulma, vatandaşlık alma gibi konular çok zorladı mı?
Oturma izni vs. çok sıkıntı olmadı çünkü yani ben eğitim için geldim, burada komple eğitim olarak odaklandım. O yüzden dünyanın hiçbir yerinde bir yere eğitim için gittiysen çok sıkıntı karşılaşmazsın. Başka insanlardan duydum, iş vs. sıkıntılar çekiyor ama o da normal.
Türkiye Türkçesini İran'dayken de biliyor muydun, buraya geldiğinde mi geliştirdin?
Türkiye Türkçesiyle İran'da konuşulan Azerice arasında çok çok benzerlik var. Yani biz mesela Azerice konuşsak sokakta, dediklerimizin yüzde altmışını anlarsınız ve ayrıca İran'daki 30-40 milyon Azeri'nin hepsi Türkçe dizileri izliyor. Komple Türkiye programlarını izliyor. İran'da zaten televizyon yok, saçmasapan bir şey var.
İran'da medya bağımsız değil; devlet komple medyayı yönetiyor, istediği şeyleri izlettiriyor. O yüzden İran'daki Azeriler de sürekli diziler vs. izlediği için dilleri bayağı geliştirmiş, çok iyi anlıyorlar ama konuşmayı insan burada geliştiriyor ama ben seviye tespit sınavına girdim, yüksek çıktı. Bir altı ay falan kursa gittim İran'da ve sonra da işte buraya geldim.
Ülkeye adapte olabilmen kolay oldu mu? Sosyal çevren nasıl?
Adapte olmam çok kolaydı çünkü insan yabancılık çekmiyor, ikinci ülkesi gibi görüyor. Sonuçta herkes Türkçe konuşuyor, herkes Türk, Türk düşüncesine hakim, Türk kültürü hakim ve o yüzden insan hiçbir sıkıntı insan yaşamıyor yani.
Kendini burada ikinci sınıf vatandaş olarak hissediyor musun? Böyle hissetmene neden olan bir ırkçılığa, dışlanmaya maruz kaldın mı? Yoksa Azerbaycan Türk'ü olduğun için ekstra bir ilgi mi görüyorsun?
Burada ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmedim, aslında bu biraz da insanın şansına bağlı. Karşılaştığı insanlar, çevresi, benim daha çok dediğim gibi çevrem eğitim-öğretim kurumundan olduğu için ve orada insanlar daha nezih daha kültürlü olduğu için herhangi bir sıkıntı yaşamadım ki dediğim gibi İran Azerisi olduğum için insanlar daha böyle bir sevinçli daha böyle bir sıcakkanlı davranıyorlar.
Ardında bırakmak zorunda kaldıkların peki? Ailen, arkadaşların, memleketin? Ne hissettiriyor?
Ardımda bıraktığım arkadaşlarımı özlüyorum ama böyle bir şey var; şimdi oradaki durumlar kötü olduğu için bizim aile, arkadaş benim tanıdığım herkes farklı ülkelere gitmiş, neredeyse kalan üç-beş kişi var. Yani insan üzülmüyor, belki doğduğu şehri özleyebilir. Ama böyle de bir şey var, düşünsene; insan doğup büyüyor, evde hep Azerice konuşuluyor, ailesi aslen Azeri. Tebrizli yani, biz Tebrizliyiz ve evde Azerice konuşuyoruz.
Ben Tahran'da doğdum, Tahran'da Azeri kesim daha az. Mesela sadece evde Azerice; çıkıyoruz mesela, dışarıda Farsça, market Farsça, okullarda Farsça öğretiliyor. Azericeye hiçbir değer verilmemiş. Yani onu da kabul etsinler, onu da ek bir dil olarak görsünler. Onu bir yazılı gramer olarak bile tanımıyorlar, çok kötü bu. Yazılı bir grameri olmayan bir dil çabuk unutulur zaman içerisinde. Maalesef resmi olarak Azericeyi tanımıyorlar bizde, bu çok kötü bir şey. Bir tek Azerice değil, İran'da Arapça konuşan şehirler var. İran'da Kürtçe konuşan kısım var; Kürtçe, Arapça... Bunları ikinci sınıf değil de üçüncü, dördüncü sınıf olarak algılıyorlar.
Memleketine geri dönmeyi düşünüyor musun?
Geri dönmüyorum açıkçası.
Türkiye'nin en önemli sorunu sence nedir?
Türkiye'nin sorunu, dediğim gibi gitgide İran'ın problemine yakalanıyor. İran'ın yaptığı yanlışlar doğrultusunda gidiyor. Yani zaman içerisinde Türkiye İran gibi olmaya yönelirken İran da Türkiye gibi olma yolunda. Tabii İran'ın bu söylediğim gelişme anca bir patlamayla olacak. Ancak o basamaklar yavaş yavaş gidilmiş, insanlar bilinçlenmiş, sosyal medya vs. etkisi. Tek sorunu, ülkedeki bu dinin siyasetle birleşmesi. Din çok özel bir şey olmalı, her insanın hayatında insanın özelidir bu.
İran'dan ülkemize beyin göçü gerçekleştiren, tekrar ülkelerine dönmeyi düşünmeyen iki arkadaşın görüşlerini aktardık. Kendilerine bir kez daha hoş geldin diyoruz, umarız ki ülkemizde başarılı bir kariyerleri olur.