Güzel yurdumuz ne yazık ki çok şiddetli depremlerin yaşandığı bir coğrafi yapıya sahip. Bunu geçmiş yıllarda Gölcük, Erzincan, Van, İzmir gibi kentlerde yaşanan depremlerde gördük. 2023 yılına ise hiç iyi başlamadık. Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerde ne yazık ki 35.000'den fazla vatandaşımızı kaybettik.
Depremden kaçmak mümkün değil. Neticede Türkiye'yi kaldırıp, deprem riski olmayan bir yere taşıyamayız. O zaman ne yapmalı? İnşaat sektörünün kurallarını baştan yazmalı ve depreme yönelik tedbirleri maksimuma çıkartmalıyız. Örneğin, çelik yapı sistemleri, veya halk arasında anıldığı şekliyle prefabrik evler.
Çelik yapı sistemi nedir?
*Çelik yapı sisteminin iskeleti
Bir bina yapmak istediğinizde, tonlarca beton ve demirlerle bir iskelet örer, sonra da bu iskeleti briket veya tuğla ile sararsınız. Üzerine de çatıyı kondurduğunuzda, binanın inşaatı tamamlanmış olur. Çelik yapı veya prefabrik ev sistemlerinde ise binanın iskeleti demir ve beton yerine çelik malzemelerden inşa edilir. Daha sonra da kaplama malzemesi ile binanın içi ve dışı örülür.
Prefabrik yapılara dışarıdan baktığınızda betonarme bir binaymış gibi görürsünüz. Yani dışarıdan her şey oldukça standarttır. Sadece binanın yapılış sistemi farklıdır. Mühendisler, çelik yapı sistemler için özel hesaplar yapar, binanın iskeletinde kullanılacak çelik yapının nasıl olması gerektiğini belirlerler.
Çelik yapı sisteminin sayısız avantajı bulunmaktadır.
Çelik yapı sistemleri, betonarme binalara kıyasla pek çok avantaja sahiptir. Bu avantajlar, şu şekilde sıralanabilir:
- Hafiftir.
- Bir binayı yapmak daha kısa sürer.
- Deprem dayanımları daha iyidir.
- Uzun ömürlüdür.
- Maliyetleri daha düşüktür.
- Genişletmek daha kolaydır.
- Pek çok yapı türünde kullanılabilir.
*Proje aşamasındaki çelik yapı sistemi.
Çelik malzemenin en önemli avantajı, betonarme binalara kıyasla çok daha hafif olmasıdır. Hafifliğin sağladığı avantaj ise deprem anında ortaya çıkar. Betonarme yapılar ağırlıkları nedeniyle çok daha fazla deprem yüküne maruz kalırken, çelik yapılarda böyle bir durum söz konusu değildir. İşin bir de esneklik boyutu var. Prefabrik yapılar betonarme yapılara kıyasla çok da esnek bir yapıdadırlar. Bu da yıkılma olasılığını ciddi oranda düşürür.
Çelik yapı sistemlerinin bir diğer avantajı ise düşük maliyetlere sahip olmasıdır. Bugün çelik bina yapan şirketlerle iletişime geçerseniz, iki katlı orta büyüklükte bir binanın maliyetinin 500 bin TL civarında olduğunu görürsünüz. Ayrıca çelik yapı sistemleri betonarme binalardan çok daha hızlı bir şekilde inşa edilirler. CNC makineler ile hazırlanan çelik profiller, inşaat alanına getirildikten sonra montajlanır. Bir binanın betonunun kuruması beklendiği sürede, çelik yapının tüm montajı tamamlanabilir.
Prefabrik sistemler oldukça uzun ömürlüdür. Hatta yapılan testlere göre bakımı iyi yapılan bir çelik bina, 180 yıl dayanabilir. Ayrıca çelik yapılar üzerinde çok daha kolay bir biçimde genişletme yapılabilir. Tüm bunların yanı sıra çelik yapıları isterseniz müstakil konutlarda isterseniz apartmanlarda isterseniz fabrikalarda isterseniz de AVM veya stadyum gibi tüm yapı türlerinde kullanabilirsiniz.
Bu demek değil ki çelik yapı sistemleri mükemmel. İşte çelik yapıların dezavantajları:
İçeriğimizin bu kısmına kadar çelik yapıları övdük. Gelin biraz da bu tür yapıların dezavantajlarına bakalım. Çelik yapıların dezavantajlarını şöyle sıralayabiliriz:
- Bina bakımsız bırakılırsa çelik paslanır. Paslanan çeliği yeniden kullanılabilir hale getirmek çok pahalıdır.
- Bir yangın durumunda betonarme bina daha dayanıklıdır. Çelik belirli bir sıcaklıktan sonra erirken, betonda bu olasılık daha düşüktür.
- Düşük bir ihtimal de olsa çeliğin kırılma olasılığı vardır.
Avrupa ve ABD'de yüzde 40 seviyesinde olan çelik yapı sistemleri, Türkiye'de yüzde 1 oranında tercih ediliyor.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Ege Demir ile Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerden sonra yaptıkları değerlendirmede, çelik yapıların ABD ve Avrupa'da çok yaygın olduğunu, Türkiye'de de yaygınlaştırılması gerektiğini açıkladılar. Yapılan açıklamalarda şu ifadeler kullanıldı:
Güvenlik için binalarda kırılgan olmayan esnek yapısı, dayanımı ve hafifliği ile depreme karşı son derece güvenli bir model olan çelik yapı modelinin yaygınlaştırılması gerekmekte. Betonarme yapılara kıyasla çelik konstrüksiyon yapıların özellikle deprem kuşağında yer alan bölgeler için birçok avantajı bulunmaktadır. Çelik yapı sisteminin maalesef ki Türkiye'de bilinirliği oldukça düşük. Avrupa ve Amerika'da çelik sistem kullanımı yüzde 40'lardayken, bu oran Türkiye’de yüzde 1 civarında seyrediyor.
Peki prefabrik ev sistemleri Türkiye'de neden yaygın değil?
Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Cüneyt Kutay ile Mustafa Badem, bundan yıllar önce "Avrupa Ülkeleri ve Türkiye'deki Çelik Yapı Uygulama Olanak ve Kısıtlarının İncelenmesi" başlıklı bir makale yazarlar. Bu makalenin "Sonuç" bölümünde tam olarak şu ifadeler kullanılıyor:
Türkiye ve Avrupa ülkeleri arasında kullanılan üretim teknolojileri bakımından çok da büyük farklılıklar yoktur. Üretiminde kullanılan teknolojiler aynıdır, bütün ülkeler teknolojik gelişmeleri takip etmekte ve tesislerini yenilemektedirler.
Yapısal çelik kültürünün oluşturulmasında, devletin aktif bir rol oynamasına, okul, hastane vb. binalar başta olmak üzere, depremde insan kaybının çok olduğu ve devletin itibarını temsil eden bu yapılarda, yapısal çelik kullanımının kısmen zorunlu hale getirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Avrupa ülkeleri tarafından tercih edilen çelik yapım sisteminin ülkemiz koşullarında daha yoğun kullanılır hale gelebilmesi için gerekli ortam hazırlanmalıdır. Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler sıfatından kurtulup gelişmiş ülkeler sıfatına bürünebilmesi için yeniliklere ve teknolojik gelişimlere ayak uydurması, bu gelişim aşamalarından geçmiş ülkelerin deneyimlerinden de yararlanarak bu süreyi minimuma indirmesi sadece inşaat sektöründe değil, her sektörde geleceğe güvenle bakılması sağlanmalıdır.
Avrupa Ülkeleri ve Türkiye'deki Çelik Yapı Uygulama Olanak ve Kısıtlarının İncelenmesi isimli makalenin sonuçlarını yorumladığımızda, aslında Türkiye'nin prefabrik evler konusunda Avrupa'dan hiçbir eksiği olmadığı sonucuna ulaşıyoruz. Ancak "kültür" vurgusu dikkatler kaçmıyor. Toplum olarak genelde betonarme binalar görüyor olmamız, ülkemizin çelik yapılara yabancı kalmasına yol açmış gibi görünüyor. Belki de Kahramanmaraş depremi, bu durumu değiştirir...