Bir Uçağın Yakıtının Uçuş Esnasında Biteceği Anlaşılırsa Havada Neler Yaşanır?

8
2
2
1
0
Uçaklar saatlerce havada kalıyor ve bazen bazı sorunlardan dolayı iniş izni alamayıp defalarca havada dönebiliyor. Peki bu kadar uzun süre uçabilen bu mühendislik harikalarının yakıtları uçuş esnasında biterse neler olabilir?

Bildiğiniz gibi arabalar yakıtları bittiğinde benzin istasyonlarına kadar gidebiliyorken uçakların böyle bir lüksü bulunmuyor. Nadiren de olsa uçakların yakıtı uçuş esnasında bitebilir.

Havacılık sektörünün de havada yakıtı biten uçaklar için kendine göre uyguladığı bazı yöntemler var. Hadi hep beraber bu durumda ne yapıldığını inceleyelim.

İlk olarak uçağın havada yakıtının bitebileceği durumlara değinelim.

Bir uçak motorunun yakıt almaması iki durumdan kaynaklanıyor. Bu durumlardan ilki yakıt açlığı olarak geçiyor; uçağın deposunda yakıt bulunuyor fakat oluşan hat arızaları yüzünden yakıt motora akamıyor. Yakıt açlığı önemli bir durum olmasının yanı sıra bir tek uçağın serviste tamir edilmesiyle giderilebiliyor.

İkinci durumsa yakıtın tükenmesi sebebiyle ortaya çıkıyor. Uzun mesafedeki görevler, yakıtın yanlış hesaplanması, alçak irtifada hava akımları sebebiyle kilometre kayıpları yakıtı tüketebiliyor.

Uçakların havada yakıtlarının bittiği durumlarda ya içinde bulunan az yakıtla acil iniş gerçekleştirilmesi ya da hızlı bir şekilde havada yakıt ikmali yapılması gerekiyor. Bu durumda da pilotun yeteneği ve soğukkanlılığı çok önemli bir yer tutuyor. Havada yakıt bitmesi çok sık rastlanılan bir durum olmasa da havacılık tarihinde örnekleri bulunuyor.

Peki havadan yakıt ikmali nasıl gerçekleştiriliyor?

Havadan yakıt ikmali iki uçağın birbirine yaklaşmasıyla başlıyor. Havadaki uçakların birbirleriyle arasındaki mesafeyi 30 metre veya daha az olarak koruması gerekiyor. Bu yüzden de ilk aşama tehlikeli olduğu için yoğun bir beceri gerektiriyor. İlk bağlantılar yapıldıktan sonraysa yakıt aktarımı yavaş yavaş başlatılıyor.

Uçakların havadan yakıt alması için 'uçan bom sistemi' ve 'prob ve drogue sistemi' isimli iki adet yol bulunuyor. 'Uçan bom sistemi'nde iki uçak birbirine 'bom' isimli sert bir boru ile bağlanıyor. Özel bir operatör, 'bom' borusunu karşı uçakta bulunan küçük yakıt alma deliğine bağlanmasını sağlıyor. Bu yöntem hızlı aktarım sağladığı için ülkelerin hava kuvvetleri tarafından sıkça tercih ediliyor.

'Prob ve drogue sistemi'nde ise yakıtı gönderecek uçaklar sert bir bom yerine esnek bir hortum kullanıyor. Bu yöntem sayesinde tek bir yakıt uçağı birden fazla depolama birimine yakıt aktarabiliyor. Esnek bir malzemeye sahip hortumlar, havada kurulan bağlantı esnasında titreştiği için hemen sabitlenmeleri de gerekiyor. Bu aktarım yöntemi genelde daha küçük uçaklar için tercih ediliyor.

Tanker uçak vasıtasıyla alıcı uçağa hortum bağlanıyor, bağlantı üzerinde bir conta oluşturuluyor ve yakıtın akım yapması için pilot tarafından düğmeye basılıyor; bu sayede yakıt, alıcı uçağa ulaştırılıyor ve uçağın uçuş süresi artıyor.

Uçaklar havada yakıt ikmali için modifiye ediliyor.

Çoğu uçak genel olarak yerde yakıt almaları için tasarlanıyor. Uçakların havada yakıt alabilmeleri, yakıt portlarının ve yakıt ikmal borularının konumlarının değiştirilmesiyle sağlanabiliyor.

Ancak havada yakıt ikmali, yerden yakıt ikmaline göre daha maliyetli bir iş olduğu için yalnızca askeri operasyonlarda tercih ediliyor.

Havada yakıt ikmalinin bazı riskleri de bulunuyor.

Öncelikli olarak yakıt alacak ve verecek uçakların birbirine yakın uçmasından dolayı bir tehlike bulunuyor. Ayrıca hortumun boşalması, geri çekilmesi, yakıt pompası arızası gibi önemli riskler de bulunuyor. Mekansal oryantasyon bozukluklarında ve gece uçuşlarında havada yakıt ikmali yapmak en tehlikeli düzeye ulaşıyor.

8
2
2
1
0
Emoji İle Tepki Ver
8
2
2
1
0