Yüksek rakımlar, çok az miktarda oksijen içerdiğinden bir insan, o kadar fazla yükseklikte soluk alamaz. Bilinci kaybolur ve ölüme kadar gider.
Peki uçaklar nasıl hem yüksek rakımlara çıkıyor hem de kabin içinde soluyabileceğimiz oksijeni bize verebiliyor? Biz uçakta keyifli keyifli otururken arka planda neler olduğunu anlatalım.
Uçakların içine taze oksijen nereden alınıyor?
Uçak ister küçük olsun ister büyük, ister alçakta uçuyor olsun ister yüksekte; çevresinde taze oksijen bulunuyor ve bu oksijenden faydalanabiliyorlar.
Tabii ki oksijeni alıp direkt içeri vermiyorlar çünkü o havadaki oksijen basıncı, insanlar tarafından solunamayacak kadar düşük. Öncelikle işlenmesi gerekiyor.
Peki bu işleme süreci nasıl oluyor?
Uçuş esnasında, uçağın jet motorlarına hava girer. Bu hava, türbin içindeki fan kanatlarının katmanlarından geçerek sıkıştırılır. “Kompresör” denilen aşamada, sıcak havanın bir kısmı türbin içinden boşaltılır.
Elde edilen hava çok sıcak olduğundan sonraki aşamada soğutulması gerekir ve bir ısı eşanjöründen geçirilir. Artık rahatça solunabilir, ideal sıcaklıkta bir hava vardır ve yolcular rahatça soluyabilir.
“Kullanılmış” havaya ne oluyor?
Kabinin genellikle arka kısmında, kullanılmış havanın uçaktan tekrar dışarı atılmasını sağlayarak uçak içindeki havanın kalitesini dengeleyen bir çıkış valfi yer alıyor.
Kısacası uçağın jet türbin motorları yalnızca uçağı havada tutmakla kalmıyor aynı zamanda kabinde oksijen almamızı da sağlıyor! Aksi takdirde bilincimizi kayberek başlayıp ölüme kadar giden bir yolculuğa çıkabilirdik…
Havacılıkla ilgili diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz: