Tıp araştırmacılarının ve bilim insanlarının hastalıklara çare bulmak için çalışmalar sürdürmesi ise teknolojideki gelişmenin beraberinde getirdiği belki de en önemli ve faydalı taraf. Hastalıklara bulunan çareler arttıkça, kronik şekilde ağrı çeken birçok hasta insan için de umut ışığı artıyor.
Bunca çabaya ve geçmişte insanların ölümüne yol açan çoğu hastalığa çare bulunmasına rağmen hala kalıcı tedavi yöntemi geliştirilemeyen birçok hastalık var. Fakat tıp alanında çalışan bilim insanları çok da uzak olmayan bir gelecekte, sonu ölüm olan birçok hastalığa daha çare bulacaklarına inanıyorlar.
Bilim dünyasının yakın gelecekte tedavisi mümkün olabileceğini düşündüğü 6 hastalık
- Kanser
- HIV / AIDS
- Sıtma
- Tüberküloz (Verem)
- Alzheimer Hastalığı
- Ebola
Kanser
Çağımızın hastalığı olarak nitelendirilen kansere, tıp etiğine bağlı olarak çalışan idealist doktorlar ve ilaç şirketlerinin potansiyel müşterileri için çare bulmak en büyük öncelik. Uzun yıllardır araştırılan ve çare bulunması için özveriyle çalışılan bir hastalık olmasına rağmen ne yazık ki hala geçerli ve kesin iyileştirici olan bir tedavisi bulunmuyor.
Rahim ağzı kanserine karşı HPV aşısı ve karaciğer kanserine karşı hepatit aşısı gibi koruyucu niteliği olan bazı aşılar zaten var ve şu an için koruyucu yöntemleri geliştirmekten başka bir çare olmasa da tıbbi buluşların her geçen gün ilerlemesinden dolayı bilim insanları, yakın gelecekte kanserin kesin tedavisinin bulunacağını düşünüyor.
HIV / AIDS
AIDS yani kazanılmış bağışıklık yetersizliği sendromu (acquired immune deficiency syndrome), tedavisi oldukça zor olduğu kanıtlanan virüs kaynaklı bir hastalıktır. Bir virüs olduğu için de sürekli mutasyona uğrayarak değişebiliyor ve etkisini azaltabiliyor. Bu sebeple, bilim insanlarının tedavi yöntemini virüsün mutasyonuna göre sürekli güncel tutmak zorunda olmaları, kesin tedavi bulunmasını oldukça zorlaştırıyor.
Şimdilik, hastalığın etkilerini azaltmak ve hasta kişinin yaşam kalitesini iyileştirmek adına yollar bulunmasına rağmen kesin bir tedavi yok. Yine de bazı araştırmacılar, 10 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede AIDS tedavisinin bulunacağını düşünüyor.
Sıtma
Sıtma, sivrisineklerin ısırması yoluyla bulaşan bir tür parazitin sebep olduğu ateşli bir hastalık. Günümüzde gelişmiş ülkeler ve iklimi tropikal özellik göstermeyen yerler için çok da etkili olmayan bir hastalık olmasına rağmen bazı ülkelerde hala oldukça bulaşıcı ve öldürücü niteliğe sahip olabiliyor.
Sıtmaya neden olan paraziti öldürmek adına reçeteli ilaçlarla tedavi edilebiliyor fakat ölümcül sonuçları engellemek adına kesin bir yöntem yok. Yakın zamanda geliştirilen bir aşının %46 etkisi olmasına rağmen bilim insanları kesin tedavi edilebilecek hale geleceğine inanıyor.
Tüberküloz (Verem)
Tüberküloz diğer adıyla verem, akciğerleri etkileyen ve tedavi edilmezse de ölümcül olan bir hastalıktır. Günümüzde erken teşhis ve çeşitli tedavi yöntemleriyle ölüm riski oldukça azaltılmış olsa da aşılara ve antibiyotiğe karşı çok dirençli bir hastalık olmasından dolayı, erken teşhis edilememesi gibi durumlarda ölüme kadar giden sonuçlara yol açabiliyor. Bilim insanları ve tıp araştırmacaları ise bu hastalığa kesin tedavi yöntemi geliştirmek adına oldukça umutlular.
Alzheimer
Alzheimer, beyin hücrelerinin zamanla ölmesine bağlı olarak ilerleyen ve en yaygın demans türü olan nörolojik bir hastalık. Şu ana kadar kesin bir tedavi yöntemi bulunamamasına rağmen umut ışığı olan tedavi yöntemleri bulunuyor.
Geçtiğimiz aylarda ise Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), 20 yıl sonra ilk kez Alzheimer hastalığına yeni bir tedavi imkanı sunan bir ilaç onayladı. Bu ilacın etkili olduğunu düşünmeyen bilim insanları olsa da araştırmacılar kesin bir tedavi yöntemi bulmak konusunda oldukça umutlular.
6. Ebola
Ebola, 2014 yılında Batı Afrika’da birçok ülkeyi bir salgın büyüklüğünde etkisi altına almış, virüs kaynaklı ve ölümcül olabilen bir hastalıktır. Oldukça bulaşıcı olması sebebiyle de salgın döneminde kontrol altına alınması bir hayli zor olmuştur. Etkili olduğu yer Afrika olmasına rağmen uluslararası seyahatlerden sonra da ülkemizde görülme olasılığı bir hayli yüksek.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 4. risk grubu patojen yani yüksek bireysel ve toplumsal risk grubu olarak belirlenmiştir. Şu an için ebola virüsüne sebep olan patojenlere yönelik koruyucu veya önleyici bir tedavi yöntemi bulunamadı çünkü antibiyotik ve aşıya oldukça dirençli bir virüs. Buna rağmen bilim insanları, çalışmalarını özveriyle sürdürdükleri için yakın gelecekte kesin tedavi bulabileceklerini düşünüyorlar.