Reklamcı David Ogilvy, metnini kendi elleriyle yazdığı 1959 tarihli o ünlü ilanın başlığında 'Rolls-Royce ile saatte 60 mil hızla giderken işiteceğiniz en yüksek ses, aracın elektrikli saatinin tıklaması olabilir' ifadesini kullanarak, Rolls-Royce markasının bir efsaneye dönüşmesini sağlamıştır.
Şirketin ve dolayısıyla markanın amblemindeki 'RR' harflerinden biri kırmızı, öbürü siyah iken; şirketin iki kurucusundan biri olan Henry Royce'un 1933 yılında yaşama veda etmesiyle birlikte her iki 'R' harfinin de siyah olarak kullanılmaya başlandığına ilişkin yaygın bir söylenti mevcut.
Fakat gerçek şu: Sağlığında, Royce'un bizzat kendisi, her iki 'R' harfinin de siyah olmasının estetik açıdan daha uygun olduğuna karar vermiş. Ve amblem değiştirilmiş. Ayrıca, kimi müşterilerden, kırmızı 'R' harfinin otomobillerinin rengiyle uyumsuz olduğuna yönelik şikayetler alıyormuş. Hatta söz konusu müşterilerden biri de, dönemin Galler Prensi'ymiş.
- 10 beygir gücündeki ilk Rolls-Royce'un satış fiyatı 395 sterlin'dir. Aynı aracın günümüzdeki değeri ise 250.000 sterlin'den fazladır.
- Şimdiye dek üretilmiş her 10 Rolls-Royce marka otomobilden 6'sı yola elverişlidir. Başka bir deyişle; istediğiniz an marşa basıp yola çıkabilirsiniz.
Rolls-Royce ile alakalı pek çok ilginç söylenti de mevcut...
Örneğin: Bir zamanların ünlü Yunan armatörleri Aristotle Onassis ve Stavros Niarchos, bir gün, New York'ta birlikte yemek yemişler. Sonra da restorandan çıkıp bir Rolls-Royce showroom'una girmişler. Her ikisi de birer 'Corniche' almaya niyetliymiş. (Nitekim almışlar da.) Faturayı Niarchos ödemek isteyince, Onassis elinden kapmış ve "Hayır, olmaz. Bunlar benden. Yemeği sen ısmarladın çünkü" demiş.
İngiltere'de gösteri aleminin en büyük isimlerinden ve aynı zamanda bir Rolls-Royce hastası olan Jack Hylton, arabasına telefon taktıran ilk insanlardan biriymiş.
Ancak onu gören ve kıskanan meslektaşı Lew Grade de kendi Rolls-Royce'una bir telefon taktırmış. Ve aradığı ilk kişi de, elbette ki ezeli rakibi Hylton olmuş. Fakat gelgelelim, telefonu açan Hylton'un şoförü şöyle demiş: "Kusura bakmayın Mister Grade, Mister Hylton şu an diğer telefonda konuşuyor."