Haritalar hayatımızın bir parçası ve Dünya'yı anlamamızı sağlayan önemli araçlar. Bu haritaların nasıl oluştuğunu ve Dünya haritalarında Kuzey Kutbu'nun neden her zaman yukarıda gösterildiğini hiç düşünmüş müydünüz? Ne de olsa mavi ve yuvarlak bir gezegen olan Dünyamız ne altı ne de üstü olmayan sonsuz bir boşluk olan evrende yüzüyor. O zaman biz neye göre Dünya'nın altı ve üstü, yani kuzeyi ve güneyi olduğunu var sayabiliyoruz?
Dünya yuvarlağa çok yakın bir şekle sahip. Ancak haritalarımız dünyayı düz bir yüzey üzerine sıkıştırmaya çalışır. Bunu yapabilmek için yüzyıllar içinde farklı birçok haritalama teknikleri geliştirildi ve Dünya haritalarını oluşturmak için çeşitli yöntemler kullanıldı. Bu haritalarda ülkelerin, kıtaların büyüklükleri değişti. Ama bir şey sabit kaldı: Kuzey Kutbu her zaman yukarıda! Uzayda alt-üst kavramı yoksa neden Dünya haritaları hala bu şekilde tasarlanıyor?
Dünya haritalarında ve kürelerinde her zaman alt ve üstün aynı şekilde olmasının temel amacı, insanların yönlerini belirlemesine yardımcı olacak bazı referans noktaları belirlemektir.
Pusula iğnelerinin her zaman hizalandığı yön olan ve Manyetik Kuzey olarak adlandırılan bölgenin bulunduğu yön kuzey olarak adlandırılır. Özellikle bu bölgenin referans noktası olarak seçilmesinin bir sebebi bu manyetik alan, diğeri ise yine yön belirlememizi kolaylaştıran Kutup Yıldızı’nın bu yönde yer almasıdır.
Madem Dünya’nın sabit bir altı veya üstü yok, o zaman Manyetik Kuzey nedir ve pusulalar nasıl olur da her zaman bu yönü gösterir?
Manyetik Kuzey ile Dünya'nın üst kısmında yer alan Kuzey Kutbu aynı şeyler değildir. Manyetik Kuzey, Dünya'nın bir parçası olan manyetik bir alana verilen isim. Dünya bir mıknatıs gibidir ve her zaman bir yöne doğru manyetik bir çekim alanı oluşur.
Dünya'nın içinde büyük bir demir ve nikel gibi metallerden oluşan sıcak ve erimiş bir kısım bulunur ve bu erimiş kısmın içinde dönerek hareket eden sıvı bir madde vardır, bu kısmın adına "dış çekirdek" diyoruz. Bu dış çekirdek, Dünya'nın manyetik alanını oluşturur. Bu dönen sıvı madde, sanki bir devasa çember gibi büyük manyetik alanlar yaratır. Bu manyetik alanları da Dünya'nın etrafını saran bir kabarcık olarak düşünebilirsiniz. İşte bu kabarcığın bir kısmına manyetik kuzey diyoruz.
Peki neden böyle bir manyetik alan oluşuyor? Aslında bunun tam olarak nedeni bilinmiyor, ama bilim insanları bunu Dünya'nın içindeki dönen sıvı maddenin etkileşimiyle ilişkilendiriyor. Bu dönen sıvı madde, elektrik yüklü parçacıklar içerdiği için parçacıkların hareketi manyetik alanı oluşturabilir.
Dolayısıyla Dünya haritalarında gösterilen yönler Manyetik Kuzey'e göre belirlenir.
Manyetik Kuzey’in bulunduğu dış çekirdek hareketli bir yapı olduğundan Manyetik Kuzey her zaman %100 aynı yerde değildir ve hafif yer değiştirir. Pusulalarımızda da bu nedenle küçük sapmalar oluşabilir.
Haritalarda bugün bildiğimiz Kuzey Yarım Küre'nin üstte, Güney Yarım Küre'nin altta olmasının sebeplerinden biri ise bu haritaların bu kürede yaşayan insanlar tarafından bulunmuş olması ve Dünya'yı da çoğunlukla bu ülkelerin çizdiği ve kavramsallaştırdığı çerçeveden ve onların ürettiği terimlerle yorumluyor olmamızdır.
İlk bakışta gözümüze kolayca çarpan alanlarda kolaylıkla Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarını görürüz. Ancak gerçekte bu bölgeler Güney Yarım Küre’deki bir ülkeye göre Dünya'nın daha merkezinde değildir. Ya da Güney Yarım Küre ülkeleri, bir gezegen olarak Dünya'nın fiziksel gerçekliği için aşağıda ya da daha önemsiz de değillerdir.
Unutmamak gerekir ki haritalar yönleri göstermek için yalnızca birer araçtır. Buradaki alt ve üst kavramlarının gerçekte bir karşılığı yoktur.
Dünya'nın herhangi bir yerinde ayakta durduğunuzda Dünya'nın altında veya üstünde olmazsınız.
Mesela Türkiye'nin bu şekilde durmasıyla alıştığımız hali arasında "uzay için" hiçbir fark yok.
Dolayısıyla yön gösterme amacıyla kullandığımız yön adları, koordinatlar ve birçok sembol ve işaret, coğrafi bir gerçeklikten ziyade insanların anlaması ve kullanabilmesi için standartlaştırmayı sağlayan araçlardır.