Uzaylılara inanan da var inanmayan da. Fakat bugün, uzaylılara inananların haklı çıktığı bir dünyaya atılacağız. İnsanlığın yüz yıllardır korkuyla karışık merakla beklediği şey yaşandı, uzaylılar insanlıkla temasa geçti.
Bu anı pek çoğumuz belki de birçok kez hayal etmişizdir. Ancak hayal edip de tam olarak yanıtını bulamadığımız bir şey daha var: Uzaylılar insanlıkla temasa geçtikten sonra neler yaşanacak? İnsanlık adına kararları kim verecek?
Cevap: Bilinmiyor.
Aslında bu içeriğimizde (veya herhangi bir yerde) bu sorunun hiçbir cevabını bulamayacaksınız. Çünkü sorunun resmiyette hiçbir cevabı yok. Öyle ki bilim insanları dahi böylesine bir durumda yapacağımız hiçbir şeyin olmadığını defalarca dile getirmişti.
Bu konuda uluslararası alanda yapılan hiçbir anlaşma veya rehber bulunmuyor. Hatta St. Andrews Üniversitesinden dilbilimci Dr. John Elliott, insanlığın bu durumda “Başsız tavuklar gibi olacağını” paylaşmıştı.
Zaten büyük bir krizde bile dünyada neler yaşanabileceğini, bir anda tüm kartların nasıl yeniden dağıtılabileceğini COVID-19 salgınında görmüştük.
Üstelik uzaylıların insanlıkla nasıl temasa geçtiği bile bu noktada pek önem arz etmiyor. Sonuçta her bir birey, bilinen tarihinde ilk kez evrende kendisinden başka yaşam formlarının da yaşadığını öğrenecek.
Şöyle ciddi bir şekilde bir düşünün ve o an nasıl tepkiler verebileceğinizi çözmeye çalışın. Bilinmeyenle, daha önce hiç yaşanmamış bir şeyle yüzleşmek biraz zor, değil mi?
Aslında böyle bir senaryo için bir plan da sunulmuştu fakat akıbeti belli değil:
Uluslararası Uzay Akademisi, 2010 yılında böyle bir senaryo için olası bir plan hazırlamıştı. Fakat planda yine net bir karar merciinden bahsedilmiyordu.
Plan, dünya dışı yaşama dair en ufak bir sinyalin bulunması durumunda Birleşmiş Milletler ve Dış Uzayın Barışçıl Kullanımları Komitesi (Copous) aracılığıyla uluslararası koordinasyon için bir forum oluşturulmasını öngörüyordu.
Bununla birlikte sinyale cevap verilip verilmeyeceği de ‘geniş ölçüde temsil edilen uluslararası bir kuruluşa’ bağlı tutuluyordu. Bu kuruluş için Birleşmiş Milletler örnek olarak gösterilse de bu kısım fazlasıyla yoruma açık.
- İşin garip yanı, plan burada sona eriyor. Bundan sonraki olası gelişmelerden ve insanlığın atacağı adımlardan hiçbir şekilde bahsedilmiyor.
Ayrıca uluslararası birliğin bir anda sağlanıp sağlanamayacağı da büyük bir soru işareti. Sonuçta COVID-19’da bile bu birliği kurmakta başarısız olmuştuk. Afrika ülkelerine aşı bile vermedi büyük çoğunluğumuz.
Hadi varsayalım ki böyle bir birlik kuruldu; insanlık, tarihinde ilk kez gerçekten bir araya gelmeyi başardı. Bu sefer de uzaylıların nasıl bir amaçla bizle temasa geçtikleri konusu var. Düşman da olabilirler dost da.
Biz bu olasılıkları düşündükçe haliyle ortam sonsuz bir şekilde dallanarak büyüyen bir ağaca dönüşüyor. Farklı bir bakış açısına geçelim mi?
Bu çıkmazı bir de yapay zekâya aktarmaya ne dersiniz? Aslında o da bir çıkmazda olabileceğimizi söylüyor:
Uzaylı-insanlık temasındaki çıkmazı bir de ChatGPT’ye sormayı denedim. Aldığım yanıtlardan geneli aslında çıkmazı dallandırmaya devam etse de özellikle son soruya verdiği cevap bir tık korkuttu.
Birini konuşturduk, diğeri de eksik kalmasın. Yapay zekâya sorduğum bazı soruları ve cevaplarını bir de DALL-E 2’ye resmettirdim. Ortaya fazlasıyla etkileyici görüntüler çıktı. Başlayalım.
- O son cümle hiç olmayacak be ChatGPT.
Peki temas fiziksel olarak gerçekleşirse? Önce barışçıl gibi duran bir senaryoya bakalım:
Bir de saldırgan bir senaryoya göz atalım:
Uzaylıların Dünya’ya saldırdığı bir gerçeklikte hayatta kalma şansımız ne olurdu?
Biz inanmıyoruz ama ChatGPT inanıyor: Belki de bizi tam olarak tanıyamamıştır…
Son sorumuz ve hafiften korkutan bir cevap: Uzaylıların komutanı olsaydın, Dünya’da saldıracağın ilk yer neresi olurdu?
Korkuttu ama merak da uyandırdı. Hey DALL-E, ChatGPT’nin bahsettiği bu ütopik yer neye benziyor? Bu sorunun cevabı daha da şaşırttı:
Evet, DALL-E, ChatGPT’nin yanıtını özellikle ibadet yerlerine benzeyen yapılar şeklinde betimledi. İkinci görselde ‘insanların farklılıkları’ konusunu daha da açmayı denesem de cevap değişmedi.
Farkındayım, nereden başladık ve nereye geldik. Fakat böylesine dallanıp budaklanan bir konuda yolunu şaşırmak gayet doğal. Sonuçta hiçbir cevabı yok.
Peki sizce insanlık, uzaylılarla ilk teması kurduğunda neler yaşanabilir? İnsanlık, gerçekten bir araya gelip hemfikir olarak kararlar alabilir mi?
- Kaynaklar: SETI, The Guardian