Dünya çapında etkili olan koronavirüs salgınının ne denli ciddi olduğunu hepimiz süreci deneyimleyerek öğrendik. Bu tarz bir sağlık krizinin ortasındayken insanlığın varoluşunu tehdit altında bırakan başka faktörler bir miktar unutuldu. Bunlardan en önemlisi elbette ki küresel ısınma. Uzmanların yaptığı çalışmaların sonuçlarına göre okyanus sularının ısınması, ölmekte olan resifler, güçlü fırtınalar gibi durumların hepsi iklim değişikliğiyle doğrudan bağlantılı.
Gezegen yavaş yavaş ısınıyor:
Karbondioksitin bir sera gazı olduğu biliniyor ve bu tarz gazların atmosferde birikerek gezegeni yavaş yavaş ısıttığı kanıtlanmış durumda. Bazı zamanlarda atmosferde tespit edilen sera gazı miktarında düşüşler olsa da büyük resme bakıldığında seviyenin zaman içerisinde çok keskin bir biçimde yükseldiğini görmek zor değil. Bu durumun gezegene etkileri ise oldukça büyük. Resif sisteminin ölmesine sebep olan okyanus sıcaklığındaki artış ve meydana gelen büyük ve güçlü fırtınalar aslında sadece başlangıç. Kuraklık tehlikesinin beraberinde getirdiği yangınlar ve hem denizde hem de karada yaşayan pek çok türün yok olma tehlikesi yine dayanılmaz iklim koşullarının bir sonucu.
Bilim insanları aynı zamanda karbondioksit seviyeleriyle ilgili geçmiş verilerin 1950’lerin sonlarına kadar uzandığını ve o zaman kaydedilen bilgilerle şimdikilerin kıyaslanmasının endişe verici sonuçlar ortaya çıkaracağını söylüyor. Verilere bakıldığında atmosferdeki karbondioksit miktarının %31 arttığını görmek gerçekten de kaygı yaratıyor. Uzmanların konu hakkındaki araştırmaları hız kesmeden sürüyor.
