Bugüne kadar dünya genelinde 8 milyondan fazla insana bulaşan yeni tip koronavirüs (SARS-CoV-2) hastalığının, Çin’in Wuhan kentinde vahşi hayvanların satıldığı bir pazardan yayıldığı tahmin ediliyor. Yapılan yeni bir araştırma, hala kapatılmayan bu pazarların yeni koronavirüs salgınlarına davetiye çıkardığını gösteriyor.
ABD’li ve Vietnamlı bilim insanlarından oluşan bir araştırma ekibi, Güneydoğu Asya'daki pazarlarda ve restoranlarda satılan farelerde farklı koronavirüs türleri de olduğunu tespit etti. Hayvanlardaki pozitif test oranının "alandan sofraya” götürülürken arttığını gözlemleyen araştırmacılar, canlıların bu süreçte virüs aldıklarını söylüyor.
Tespit edilen koronavirüs türlerinin, COVID-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2’den farklı olduğunu ve insana zarar vermediğini düşünen ekip, buna karşın vahşi hayvan ticaretinin ölümcül hastalıklar için etkili bir kuluçka alanı olabileceği uyarısında bulunuyor.
Yakın bir zaman önce Çin’in Yunnan eyaletinde bulunan Rhinolophus affinis türündeki yasalardan toplanan RaTG13 adındaki nükleik asitin SARS CoV-2'ye yüzde 96 oranında benzerlik gösterdiği ortaya çıkmıştı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yarasaları SARS-CoV-2'nin en olası doğal rezervuarı olarak kabul ediyor ancak yarasa koronavirüsü ile SARS-CoV-2 arasındaki farklar, insanların bir ara konakçı (misk kedileri veya pangolinler gibi) tarafından enfekte olduğunu gösteriyor.
Öte yandan, Kasım 2002'de Çin'in Guangdong eyaletinde ortaya çıkan ve daha sonra 29 farklı ülkeye yayılan SARS-CoV virüsünün, vahşi hayvan pazarlarında satılan misk kedilerinden insanlara yayıldığı bilgisini de araya sıkıştıralım. Salgın, Temmuz 2003 tarihinde tamamen kontrol altına alındı ancak aradan geçen sekiz ayda enfekte olduğu 8.098 kişiden 774’ünün hayatını kaybetmesine neden oldu.
New York Merkezli doğa koruma grubu WCS'ten araştırmacı Amanda Fine "Vahşi yaşam tedarik zincirleri ve hayvanların bu tedarik zinciri içindeyken yaşadıkları deneyimler, koronavirüsü büyük oranda güçlendiriyor gibi görünüyor" dedi. WCS'ten bir başka araştırmacı Sarah Olsen ise "Bunlar tehlikeli virüsler değil ama bu koşullarda virüslerin nasıl güçlenebileceği konusunda bilgiler veriyorlar" şeklinde konuştu.