Gri madde, içerdiği biyo-elektrik yapısıyla doğanın en mucizevi şeylerinden birisi. Beynimizin büyük çoğunluğu kaplayan bu ilginç varlık, bilim insanlarının kafasını uzun süredir karıştırıyor. Her yeni araştırma, beklendik ya da beklenmedik sonuçlarıyla beynimiz hakkında daha önce keşfedilmemiş sırların kapısını aralıyor. Düşünen tek organımızın beynimiz olduğunu sanıyorduk, ancak yanıldık. Belki şaşıracak, belki de inanmayacaksınız fakat bağırsaklarımız onu taklit etmeye çalışıyor.
Bilim insanları, vücudumuzun bir diğer karmaşık organı olan bağırsaklarımızda, “ikinci bir beyin” olarak tanımladıkları sinir ağlarını belgelediler. Üzüldüğünüzde, sevindiğinizde ya da yeme alışkanlıklarınıza bağlı olmadan yaşadığınız karın ağları, biraz anlam kazandı. Öyle değil mi? Daha fazlası da var.
Bağırsaklarımızdaki bu sinir ağı, organın davranışlarını doğrudan etkileyen bir yapıya sahip. Aslında davranışlardan kasıt, bağırsaklarımızın tuvaletimizi yapmamıza nasıl izin verdiği, neden sorunlar yaşattığı ile ilgili. İkincil beynimiz, bilimsel olarak Enterik Sinir Sistemi (ESS) olarak adlandırılıyor. Düzinelerce farklı türde “nörotransmitter”, yani kimyasal sinyaller içeren bir sistem. Midemizden başlayarak bağırsaklarımıza kadar ulaşan bu sistem, beynimiz dışında bulunan en büyük sinir ağı topluluğu.
Şimdi sıkı durun: Burası, merkezi sinir sistemimizden bağımsız olarak çalışabiliyor!
Ana beyin ile iletişim kurmasına rağmen ESS, beynimizden vücudumuzun farklı organlarına emirleri ileten “vagus” sinirleriyle bağlantısını kesebilir. Buna rağmen çalışmaya devam edebilir.
Karar verme ya da düşünme gibi yetenekleri bulunmasa da, vücudumuz üzerindeki etkisi henüz tam anlamıyla keşfedilemedi. Bu etkiler arasında bilim insanlarına göre öğle yemeğinde ne yemek istediğinize dair karar verme gibi yetenekler bulunmuyor. Ana görevi, dağınık sindirim işini kontrol altına almak ve yönetmek.
Avustralyalı bilim insanlarının JNeurosci dergisinde yayınlanan çalışmasına göre kalın bağırsağımızın, etrafındaki kasların koordineli ve ritmik hareketlerinden sorumlu olduğu anlaşıldı.
İkinci beynimiz, ana beynimiz kadar olmasa da henüz pek çok gizemini çözmediğimiz bir yapı. ESS’nin duygularımızı, zihnimizi etkilemek konusunda bile önemli bir rol oynadığına dair önemli kanıtlar var. Örneğin, iyi ve mutlu hissetmemizi sağlayan “seratonin” hormonunun %90’ından fazlası burada üretiliyor.
Son olarak bilim insanlarının ikinci beynimiz hakkında verdikleri en şaşırtıcı bilgiyle bitirelim: ESS, merkezi beynimizden daha önce evrimleşmeye başladı.