Aynaya geçip vücudumuza baktığımızda simetrik olduğunu görebiliriz. İki yanda kollar, bacaklar, memeler; karnımızın tam ortasında göbek deliği… Elle simetrik bir şekilde çizilmiş gibi.
Peki iç organlarımız neden karmaşık, düzensiz bir dağılıma sahip? Vücudumuz gibi simetrik olmaları gerekmez miydi?
Gen, kodladığı proteinle organların yerini belirliyor.
Kalbimiz, akciğerimiz, karaciğerimiz, midemiz, bağırsaklarımız… Hiçbiri vücudumuz gibi simetrik değildir ve şekilleri de orantısızdır. Bunun sebebi ise hem bir DNA dizilimi hem de “nod” ismi verilen bir yapı.
Omurgalı canlıların (balık, fare vb.) iç organlarının yönü, benzer bir gen tarafından kontrol ediliyor ve bu gen, kodladığı proteinlerle organların yerini belirliyor. Proteinlerin yapısı, DNA diziliminin oluşturduğu koda göre şekilleniyor.
“Nod” adlı yapı, organların asimetrik gelişmesine sebep oluyor.
Embriyo, erken dönemlerinde simetrikken yaklaşık 8 günlük olduğunda “nod” adlı yapı, organların simetrik olmayan bir şekilde gelişmesine sebep oluyor çünkü nodun üstündeki çok hızlı hareket eden tüysü yapılar saat yönünde hareket ederek hücrelerin arasındaki sıvının belli bir yöne doğru salgılanmasını sağlıyor.
Simetri bozulması ilk önce kalpte başlıyor ve daha sonra mide, karaciğer, bağırsaklar ve akciğer asimetrikleşiyor. Üstelik bu durum tüm omurgalı canlılarda görülüyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: