WhatsApp'a İsyan Ederken Çoğumuzun Göz Ardı Ettiği 7 İronik Gerçek

53
27
10
8
6
WhatsApp gizlilik sözleşmesi güncellemesine ülke olarak büyük tepkiler ortaya koyarken aslında kendimizi diğer platformlarda nasıl paylaşıyoruz ve veri güvenliğimizden vazgeçiyoruz hiç düşündünüz mü? Veriler gizli olarak toplandığında gözümüze pek batmazken, bir platform bunu açık açık dile getirdiğinde aslında mahremiyetimize ne kadar önem verdiğimiz ortaya çıkıyor. Aslında gerçekten veri gizliliğimize önem veriyor muyuz?

Akıllı telefonlarımız, bilgisayarlarımız ve neredeyse tüm teknolojik araçlarımızdan yaptığımız hareketlerin tamamının incelendiğini söyleseydik ne düşünürdünüz? Son yıllarda veri gizliliği ve güvenliği konuları üst düzey mahkemelere konu olurken, sosyal mecralar ve Google aramalarımızın bile ne denli güvensiz olduğunu duyduğunuzda moraliniz bozulabilir ama teknoloji dünyasında aslında takip edilmeyen hiçbir şey yok.

Adım adım başlayacağımız bu yolculukta aslında kendimizi nasıl daha görünür ilan ediyoruz ve hangi bilgilerimizi daha çok paylaşıyoruz sizlere anlatacağız. Kullanıcı hareketlerimizin nasıl kategorize edilip, makine öğrenimiyle reklamlara ve veri satışına açık hale geldiğini gelin beraber inceleyelim.

#1. Google Hesabınız ile tutulan kayıtlar:

Google ID Kayıtları

Aslında konuya en sevdiğimiz noktadan başlayalım. Google hangi platformu kullanırsanız kullanın, tarayıcı verilerinizi düzenli olarak tuttuğu için anonim giriş yaptığınız bir bilgisayarda bile “Google ID” olarak tüm kullanıcıları etiketliyor. Eğer ki bilgisayarınız, akıllı telefonunuz ya da diğer akıllı cihazlarınızda Gmail hesaplarınız açıksa en sevdiği kullanıcı tipi oluyorsunuz keza artık siz bir “unique id’siniz”. Artık tekil kullanıcı oldunuz ve tüm cihazlarınızda senkronize olduğunuz için sonsuza kadar tanınıyorsunuz. Google siz ne seversiniz, ne yer ne içersiniz her şeyi biliyor. YouTube üzerinde yaptığınız aramalar, dinlediğiniz müzik tarzı, izlediğiniz videolar, gezdiğiniz internet siteleri ve ilgi alanlarınızın tamamını yapay zeka işlemeye başlıyor. Aslında en özel bilgilerinizi çoktan kaptırdınız.

Gmail üzerinden beni izleme gibi bir seçeneği aktif etseniz bile Google bunları taglemeyi bırakmıyor. “Kişiselleştirilmiş deneyim” adı altında sizler bu deneyimi yaşamaya devam ediyorsunuz. Elbette işin daha da dip kısmı şu; “Google’da arama yaptığınızda bir reklama tıklayıp satın alım yapan bir kullanıcı” olduğunuzda Google nezdinde daha değerli bir kullanıcı oluyorsunuz. Hadi diyelim ki hiç reklama tıklamadınız ve gidip bir internet sitesinden alışveriş yaptınız, bu sitenin Google ADS ve Google Analytics kullanımı yapmasından dolayı yine “reklamların hedef kitlesi haline gelerek” Google’a veriniz bu sefer site sahipleri tarafından gönderiliyor. “Eh bu veriler alınsa ne olur yahu?” diyebilirsiniz ancak aslında rastgele sayılar ve harflerden oluşan bir “kimlik numarasına” sahip oldunuz ve izleniyorsunuz.

#2. Tarayıcı eklentileri:

Chrome Extension

Başta Google Chrome olmak üzere kullanılan tarayıcı eklentilerinin birçoğu kullanıcı verilerinizi gözlemliyor. Kişiselleştirme adı altında yaptığınız çoğu hareket işleniyor. Bundan dolayı aslında yine “tespit edilebilir” haldesiniz. İşlerinizi kolaylaştırmak adına indirdiğiniz tarayıcı eklentilerinde hangi izinleri veriyorsunuz hiç takip ettiniz mi?

Anonimleştirerek tutulan tarayıcı verileri bile sizlerin piyasaya alışkanlıkları konusunda verileri tutuyor. Siz her ne kadar anonimleştirilmiş bir kullanıcı da olsanız örneğin; “Türkiye’de bir ayda 8789 kere kedi maması arandı” datası bu anonimleştirilmiş veriden çekiliyor. Elbette bu verileri anonimleştirmeden tutan eklentilerde var. Bu nedenle neyi nasıl kullandığınıza dikkat etmenizde büyük fayda var. Keza Instagram video ve story indirme eklentilerinde son dönemde hızlı bir “hacking” dalgası yaşanmıştı unutmayın.

#3. Sosyal medya uygulamaları: Profilimizi kişiselleştirmeyi ne kadar çok seviyoruz, değil mi?

Sosyal medya profili

Sosyal mecralarda açtığımız profillerimizi kişiselleştirmeyi çok seviyoruz değil mi? Girdiğimiz her detay birçok platform tarafından izlenebilir hale geliyor. Hem bu profili oluşturduğumuz platform hem de başkaları tarafından takip edilebilir veriler sunuyoruz. Biz profilimizi ne kadar kişiselleştirirsek aslında o kadar kategorize edilebilir hale geliyoruz. Bu siteleri düzenli tarayan botlar sayesinde aslında kendimiz hakkında birçok bilgiyi paylaşmakla beraber neredeyse “fotoğraf eşlemeleri” bile yapılabilir hale geliyor. Ancak bunu birazdan inceleyeceğiz.

Kişiselleştirilmiş profiller hem reklam ve pazarlama alanında daha rahat kategorize edilebilir hem de kişisel verilerimiz konusunda inanılmaz bir veri paylaşım noktası haline dönüşüyor. Düşünün tüm sosyal medya platformlarında her platformdaki hesabınızı biyografi bölümüne ekliyorsunuz. Küçük bir Google aramasıyla bile aslında çok kolay tespit edilebilir haldesiniz. Birinin sizin sadece sosyal medya platformundaki profil linkinizi aratması yeterli.

#4. Her anınızı her platformda paylaşmak

Sosyal Medya Profili

  • Gittiğiniz yerleri
  • Yediğiniz yemeği
  • Buluştuğunuz arkadaşlarınızı
  • Dinlediğiniz müziği
  • Hobinizi

Paylaşmak sizi çoktan anonim olmaktan çıkardı. Örneğin Instagram’da bu verilerin tamamını paylaştığınızı ancak profilinizin “gizli profil” olduğunu düşünün. Bu verileri sokaktaki X kişisinden kaçırdınız ancak artık Facebook INC’nin verileri haline geldi ve yapay zeka sizi çoktan “etiketledi”.

Sosyal medya platformlarında kullanıcıların sıkça yaptığı şeylerden biri de her anını sosyal medyadan paylaşmak. Anonimlik arayışında bir kullanıcıysanız bunu yaptığınızda aslında kendiniz hakkında birçok bilgiyi paylaşmış oluyorsunuz. Bu platformları birbirine bağladığınızda takip eden sadece ilgili sosyal medya platformu değil, Google vb. gibi devlerinde radarlarına giriş yapıyorsunuz. Keza uygulama üzerinden değil de sosyal mecralara tarayıcı üzerinden girdiğinizde yine 1.madde de yer alan arama alanına giriş yapıyorsunuz.

#5. Gittiğimiz her yeri etiketlemek

Yaptığımız en büyük hatalardan bir tanesi bu olsa gerek. Anonimliği en çok dağıtan konulardan biri yer etiketlemeleri. Biraz uğraşsanız etiketleriniz sayesinde “lokasyon grafiğinizi” çıkarabilirsiniz. Bir dönem sırf bunun için bir uygulama bile vardı. Verilerin kime gittiği belli olmayan bir uygulama sizin seyahat ve dolaşım rotanızı oluşturuyordu.

Bu etiketlemeler nedeniyle kategorize edilebilir kullanıcılar hale geliyorsunuz. Örneğin; Reklam vermek isteyen bir firma kahve sevenleri işaretlediğinde, sıkça kahve içmeye giden biriyseniz reklam kitlesi içine dahil oluyorsunuz. Elbette konum bilgilerinizi uygulamalarla paylaşmakta sizi bu konuda işaretlenebilir hale getiriyor. Bu sayede lokasyon hedefli reklamlarda da sıkça hedeflenebilir kullanıcılar haline geliyorsunuz.

#6. Yüz değiştirme uygulamaları da hiç masum değil

Faceapp

Belki de bu konuda en sevdiğimiz ve en karanlık konulardan biri bu olabilir. İnsanların en önemli bilgileri yüzleri ve parmak izleridir. Facebook INC. yüzleri otomatik tanıyıp, otomatik kişileri etiketleme özelliğini aktif ettiğinde özellikle Avrupa ve ABD’de ciddi tepki görmüştü. Tabi ki yine de Facebook bu güncellemeyi aktif etti ancak zaman değişikliği sayesinde insanlar yüz değiştirme uygulamalarının ağına düştüler.

Yapay zekaya dayalı yüz tarama ve değiştirme programlarının verileri hangi amaçla tuttuklarını hiç kontrol ettiniz mi? Yüz analizinizin hangi amaçlarla kullanılabileceği konusunda birçok komplo teorisi uydurulabilir ancak en değerli gizlilik parçamızı sürekli garip uygulamalarla paylaşmaktan asla çekinmiyoruz. Yaşlandığımızda nasıl görüneceğiniz konusunda birçok firmaya açık yayın yapıyoruz aslında.

#7. İllegal oyun ve yazılım kullanımı

illegal yazılım

Veri gizliliği konularının en tehlikeli adımlarından biri bu olsa gerek. İllegal oyun ya da yazılım kullanıyorsanız aslında bilgisayarınız çoktan bir botnet sunucu olmuş olabilir. Belki de birçok veriniz aslında kötü niyetli yazılımcıların eline çoktan geçti.

Bu durumun benzer bir konsepti de illegal uygulama indirme konusunda geçiyor. Güvenli olmayan uygulama sitelerinden akıllı telefonlarınıza indirdiğiniz her uygulama veri gizliliğinize ciddi bir tehdit içeriyor. Uygulamaya herhangi bir izin vermeseniz de aslında başınıza neler geleceği konusunda herhangi bir fikriniz yok. Oldukça riskli ve tehlikeli sularda yüzdüğünüzün farkına varmalısınız.

Sonuç: Siz anonim kalmaya çabalasanız da arkadaşlarınız çabalamıyorsa yine anonim kalamıyorsunuz

anonim kalmak

Yukarıdaki tüm maddeler konusunda ne kadar dikkat ederseniz edin, herhangi bir arkadaşınız sizin hakkınızda bir veri paylaştığında yine anonimlikten çıkıyorsunuz. Sizinle kendini etiketleyen bir arkadaşınız aslında bütün sırrı bozuyor diyebiliriz. Maalesef ki internet üzerinde “gerçek kişiliğinizle” gerçekten anonim kalabilmek aslında oldukça zor.

Bugün Wayback Machine denilen web arşiv aracı nedeniyle bile daha önce açtığınız ancak kapattığınız profiller tespit edilebilir ve görülebilir haldeler. Dijital dünyada bu nedenle birçok içerik aslında gerçekten silinemiyor. Bu kişisel olarak aslında ne kadar gizlendiğinizi tekrar gözden geçirmenizde fayda var.

Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? %100 anonim olmanın sizce bir yolu var mı? Yorumlarda lütfen belirtin.

53
27
10
8
6
Emoji İle Tepki Ver
53
27
10
8
6