Hiç duvarların arkasını görebilmek istediniz mi? Biraz bulanık olarak da olsa duvarların arkasını görmek artık mümkün. Bunun için gerekenler bir adet akıllı telefon ve Wi-Fi.
İnsanlar da sonuçta atomlardan oluşuyor. Haliyle, Wi-Fi dalgaları insanlara çarpınca da tepki gösteriyor, ona göre kırılıyorlar. Elektromanyetik alandaki değişimlere göre bir ortamda insan olup olmadığını, varsa kişi ya da kişilerin hareketlerini, konumlarını görebilmek mümkün. Hatta bunu başaran birkaç girişimci de var.
Kaliforniya Üniversitesi'nden Yanzi Zhu ve ekibi ise durumu birazcık korkunçlaştıran bir atılım gerçekleştirdiler. Artık en dış seviye Wi-Fi ile bir mekanı gözetlemek mümkün. Akıllı telefonumuzun görebildiği tüm kablosuz ağları gözetleme amacıyla kullanmak mümkün.
Ortadaki güvenlik ihlalinin ne kadar büyük bir risk olduğunu ve bu riske ne kadar açık olduğumuzu anlamak için dünyayı önce Wi-Fi gözüyle görmemiz gerek. Bütün duvarların ve kapıların neredeyse şeffaf olduğu bu dünyada, her şey evlerin ortasındaki güçlü ışık kaynakları tarafından ters ışıkla aydınlatılmış olduğunu düşünün. Sizin de elinizde bir fener var, bu feneri nereye çevirirseniz oranın tam detaylarını görüyorsunuz. Wi-Fi dünyasında algılama aşağı yukarı bu şekilde oluyor.
Zhu ve ekibinin geliştirdiği sistem de benzer şekilde gözlem yapabilme yeteneği sağlıyor. Genel olarak kişi sayısı ve hareketleri belirleyebilen bu teknoloji daha gelişime de açık, yakın zamanda yeni Wi-Fi teknolojileri geldikçe sinyallerin de güçlenip işleri kolaylaştıracağı belli. En azından şimdilik "O Wi-Fi'nin önünden geçmeyecektin Anton, artık ağzının yerini biliyorum!" gibi bir durum söz konusu değil. Anton'un yerini kesin olarak belirlemek mümkün ama.
Ekip, araştırmalarında yüzde 93'e yakın bir isabet oranına erişmeyi, farklı hareketlerin yarattığı farklı Wi-Fi etkilerini gözlemleyebilmeyi başarmış. Wi-Fi sinyallerini bina dışına çıkmayacak şekilde yalıtmayacaksanız, Wi-Fi sinyaline parazit eklemek şimdilik en makul savunma gibi gözüküyor.
