Yalnız Kalmanın Vücudumuza Olan Bu Olumsuz Etkilerini Öğrenince Hemen Bir Arkadaş Edinmek İsteyeceksiniz

13
4
1
1
0
Yalnızlık çağımızın en büyük sorunlarından bir tanesi ancak bunun yalnızca psikolojimizi kötü etkilediğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü yapılan çalışmalara göre yalnız olmak vücut sağlığımızı bile olumsuz etkiliyor. Gelin şu yalnızlığın kapısını biraz aralayalım ve vücudumuza ne gibi etkileri olduğunu görelim.

Modern dünya garip bir yanılsamadan ibaret. Özellikle sosyal medya nedeniyle sanki devamlı bir sosyallik içindeyiz gibi hissediyoruz ama yapayalnızız. Bu etrafa bakarak karar verdiğimiz bir konu değil. Yapılan anketlerde ve benzeri çalışmalarda her yaştan, her sosyal sınıftan insanın büyük bir bölümü yalnız hissettiğini söylüyor. Üstelik bu insanların bir kısmı aslında dışarıdan oldukça sosyal görünüyor. 

Peki çok kişi için asıl yalnızlık hissinin başladığı dönem COVID-19 pandemisi oldu. Pandemi döneminde yaşanan kapanmalar sırasında dünyanın farklı noktalarındaki insanlar evlerine hapsolmak zorunda kaldı ve yalnızlık kuyusunun dibini görenler oldu. Maalesef bu his yalnızca psikolojimizi değil beden sağlığımızı da etkiliyor ve garip gelecek ama yalnızlık yüzünden erken ölme riskimiz bile artıyor.

yalnızlık

Önce ne olduğunu anlayarak başlayalım; Yalnızlık nedir?

Eminiz bir şairin yalnızlık tanımı bambaşka olacaktır ama psikoloji biliminin çerçevesinden bakacak olursak yalnızlık, aslında bir ruh halidir. Kişinin kendini yalnız, istenmeyen ve benzeri durumlarda hissetmesi demek yalnızlık demektir. Yani ortada herhangi bir somut veri olmasa dahi kişinin hissettiği duygular bu yöndeyse o kişi yalnızlık yaşıyordur. 

Konu hakkında 2019 yılında yapılan bir ankete bakacak olursak özellikle gençlerin daha yalnız olduğu ortaya çıkıyor. 18 - 27 yaş arasındaki kişilerin yüzde 25’i hiç yakın arkadaşı olmadığını, yüzde 22’si ise hiç arkadaşı olmadığını söylüyor. Uzmanlara göre bu durumun temel nedeni sosyal medya kullanımı.

İki temel yalnızlık türünden söz etmek mümkün:

Tam olarak adlandırmak mümkün değil ancak iki temel yalnızlık türünü isteğe bağlı yalnızlık ve istek dışı yalnızlık olarak adlandırabiliriz. İstek dışı yalnızlık adı üzerinde kişinin kendi isteği dışında toplumdan izole olması durumudur. Kişi istemsiz olarak sosyal çevreden ayrılır, sosyal çevre tarafından reddedilir ya da bir şekilde dışlanır. İsteği dışında yalnız kalan kişiler bu durumdan memnun değildir.

İsteğe bağlı yalnızlık ise kişinin kendini kendi isteği doğrultusunda yalnızlaştırdığı durumdur. Kişi kendi başına vakit geçirmeyi sevdiği için başkalarıyla bağlantı kurmak istemez ve yalnız kalır. Ancak istek dışı yalnızlıktan farklı olarak bu kişinin sosyal bir çevresi vardır, istediği zaman yalnızlıktan kurtulur ve çevresinin olumlu etkileri hissetmeye devam eder. 

Neden yalnızlık duygusu hissederiz?

Maalesef bu sorunun kesin bir yanıtı yok çünkü yalnızlık bir tür ruh hali olduğu için nedenleri de çoğu zaman kişiye özel olarak değişir. Elbette girişte bahsettiğimiz gibi COVID-19 pandemisi döneminde tüm dünyanın evlere kapandığı süreçte yalnızlık hissi pek çoğumuz için ortak bir duyguydu. Bu tür nedenlerle toplumdan izole olmak yalnızlığın en temel nedenlerinden bir tanesidir. 

İstek dışı yalnızlığın diğer nedenleri hakkında ise ciltlerce kitap yazılabilir. Bazı insanın çok fazla arkadaşı vardır ama aynı müzik türünü dinlediği kimseyi tanımadığı için yalnız hisseder. Kiminin ise telefonu gün içinde bir kez bile çalmaz ve kendini yalnız hisseder. Bazısı ise sosyal korkuları nedeniyle diğer insanlarla iletişim kurmayı beceremez ve yalnızdır. Yani özetlemek gerekirse yalnız hissettiğiniz için yalnızsınız, bu kadar. 

Yalnızlığın psikolojik etkilerini hepimiz az çok biliyoruz:

İsteği dışında yalnız kalan kişilerin psikolojik olarak sağlıksız oldukları artık bilinen bir gerçek. Yalnızlığın en büyük olumsuz etkisi stres. Yalnızlık hisseden kişilerin sahip olduğu stres seviyesi, yalnızlık hissetmeyenlere göre çok daha yüksek. 

Yalnızlık hisseden kişilerin depresyona girme ve anksiyete yaşama oranları da artıyor. İntihara meyilli olabilen bu kişilerin yaşadıkları nedeniyle kötü kararlar verdikleri de biliniyor. Daha kötü olan ise antisosyal davranışlar gelişiyor. Gelişen bu antisosyal davranışlar nedeniyle kişi içine düştüğü yalnızlıktan kuyusundan bir türlü çıkamıyor.

Yalnız kalmak insan vücudunu nasıl etkiliyor? İşte yalnızlığın fizyolojik etkileri:

  • Kalp hastalığı riski artıyor. 
  • Beyin fonksiyonları sağlıklı çalışmıyor. 
  • Erken ölüm riski artıyor. 
  • Farklı hastalıkların ilerlemesi kolaylaşıyor.

Kalp hastalığı riski artıyor:

Maalesef isteği dışında yalnız kalan kişilerde en yaygın görülen fizyolojik olumsuzluk kalp üzerinde oluyor. Zayıf sosyal ilişkileri olan kişilerin kalp hastalığı riski yüzde 29, inme riski yüzde 32, kalp yetmezliği riski 4 kat, hastaneye yatma riski yüzde 68 ve acil servise kaldırılma riski yüzde 57 artıyor. 

Beyin fonksiyonları sağlıklı çalışmıyor:

Sosyal ilişkiler beynimizi güçlendiren egzersizler oldukları için uzak kaldığımız durumlarda maalesef beyin fonksiyonlarımız eskisi gibi çalışmaz. Yalnız kişilerin alzheimer riski, sağlıklı sosyal ilişkileri olan kişilere göre yüzde 50 daha yüksek. Üstelik bu hastalık oluştuktan sonra yalnız kişilerde çok daha hızlı ilerlediği görüldü. Alzheimer olmasa bile yalnız kişilerin beyin fonksiyonlarında anormal davranışlara da rastlanabiliyor.

Erken ölüm riski artıyor:

Erken ölüm riskine sigara içme, alkol kullanma, hareketsiz yaşam, obezite gibi durumlar neden olur. Yapılan çalışmalarda sosyal ilişkileri zayıf olan ve yalnız hisseden kişilerin en az bu durumlar kadar yüksek bir erken ölüm riskine sahip oldukları ortaya çıktı. Yani günde iki paket sigara içen, alkol tüketen, hareketsiz ve şişman bir insanın her an ölme riski neyse, bir yalnızın erken ölme riski de odur. 

Farklı hastalıkların ilerlemesi kolaylaşıyor:

Yalnız kişilerin alkol, sigara ve uyuşturucu madde kullanımı çok daha yaygındır. Uyku düzenleri sağlıksızdır. Sosyal aktiviteleri olmadığı için hareketsiz bir yaşamları vardır. Yani yalnızlık, farklı hastalıkları tetikler ve iyileşmelerinin önünü tıkar. Kesin bir sonucu yok ancak pek çok araştırmada yalnız hisseden kişilerin çok daha fazla kansere yakalandığı ve iyileşme süreçlerinin çok daha yavaş olduğu görülmüştür. 

Yalnız insanlar ne yapmalı? 

  • Değiştirmeniz gereken şeyler olduğunun farkına varın.
  • Gönüllü çalışmalara katılın.
  • Var olan ilişkilerinize odaklanın.
  • Kaliteli ilişkiler geliştirmeye çalışın.
  • Yardım almaktan çekinmeyin. 

Değiştirmeniz gereken şeyler olduğunun farkına varın:

Kimseyi suçlamak gibi bir niyetimiz yok ama eğri oturup doğru konuşalım; eğer bir kişi büyük bir yalnızlık hissi yaşıyorsa biraz kendini ve hayatını da sorgulamalı. Suçlu olmaktan bahsetmiyoruz ama bir şeyler yolunda gitmiyorsa demek ki bir şeylerin değiştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle biraz içinize dönüp özeleştiri yapmak emin olun iyi bir başlangıç olacaktır. 

Gönüllü çalışmalara katılın:

Okulum yok, işim yok, kursa gidecek param yok ve yalnızım diyorsanız katılabileceğiniz sayısız gönüllü çalışma olduğunu bilmelisiniz. Ülkemizde gönüllülük esasına bağlı olarak çalışan ve pek çok önemli hayır işi yapan sayısız kuruluş var. Kendi ilgi alanınıza göre hemen gidip bu kuruluşlardan birine katılın. Hem iyi şeyler yaparsınız hem de benzer ilgi alanına sahip olduğunuz kişilerden oluşan bir sosyal çevreye katılmış olursunuz. 

Var olan ilişkilerinize odaklanın:

Elbette istisnalar vardır ama kabul edelim aslında hiçbirimiz tam olarak hissettiğimiz kadar da yapayalnız değiliz. Mutlaka çevremizde birileri vardır. Tabii ki bunlarla yetinmek istemiyor olabilirsiniz ama fizyolojinizi etkileyecek kadar ağır bir yalnızlık duygusu yaşıyorsanız var olan bu ilişkilerinize odaklanmaya çalışın. İnatçı olmayın, biraz orta yolu arayın.

Kaliteli ilişkiler geliştirmeye çalışın:

Söylemesi kolay, yapması zor biliyoruz ama içine düştüğünüz yalnızlık kuyusundan ancak böyle çıkarsınız. Her gün gidip geldiğiniz sabit bir sosyal hayatınız yoksa bunu sizin inşa etmeniz gerekiyor. Sizinle benzer ilgi alanlarına sahip insanlar bulun ve onlarla bir şeyler paylaşın. Birkaç basit ortak konudaki paylaşım bile bir bakmışsınız o içinizdeki karanlık yalnızlık duygusunu biraz da olsa aydınlatmış. 

Yardım almaktan çekinmeyin:

Bu noktaya kadar tüm anlattıklarımız bilim insanlarının yaptığı çalışmalarda ortaya koyduğu veriler üzerine yapılan yorumlardır. Ancak biliyoruz ki her insan biricik ve benzersizdir. Bu nedenle hissettiğiniz yalnızlık duygusu artık katlanılacak gibi değilse uzman bir psikologdan yardım almaktan çekinmeyin. Kısa bir internet araştırması yaparsanız size bu konuda uygun fiyata ya da ücretsiz olarak yardım edecek pek uzman bulabilirsiniz.

Sadece psikolojimizi değil, fizyolojimizi de etkileyen yalnızlık hissinin vücudumuza olan olumsuz etkilerinden bahsettik. Anlattıklarımız yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tüm sağlık konularında olduğu gibi yalnızlık ve diğer etkileri hakkında da en doğru ve size özel bilgiyi uzman bir hekim almanız gerektiğini unutmayın. 

Kaynak: 1 2 3 4

13
4
1
1
0
Emoji İle Tepki Ver
13
4
1
1
0