Gök bilimciler, bir yandan Güneş sisteminde bulunan gezegenler hakkında daha detaylı bilgiler elde etmek için araştırmalarına devam ederken bir yandan da yeni ötegezegen arayışlarına devam ediyorlar. Başka yıldızların yörüngelerinde bulunan ötegezegenler, her ne kadar çok uzakta olsalar da gök bilimciler, farklı yöntemler ve büyük uzay teleskoplarıyla bu gezegenleri keşfedip onlar hakkında çalışmalar yapabiliyor.
Kendi Güneş sistemimiz dışında araştırmalar yapmak, özellikle yaşama elverişli gezegenler olup olmadığını araştırmak, yakınımızdaki gezegenlere dair yapılan araştırmalarda da yol gösterici olabiliyor. Almanya’da bulunan Göttingen Üniversitesi’nde görevli bir grup araştırmacı da Doppler spektroskopisi adı verilen ve Güneş sistemimiz dışındaki gezegenlerin saptanmasını sağlayan bir yöntem yardımıyla iki yeni ötegezegen keşfetti.
Ötegezegenler yaşama elverişli olabilir:
Araştırmayı yürüten ekip, görece yakınımızda olan kırmızı cüceler üzerinde yoğunlaşmış durumda ve Gliese 887 isimli kırmızı cüce üzerinde araştırma yapıyorlar. Kırmızı cüceler, Güneş’ten daha soğuk ve küçük yıldızlar ancak bu yapılar, etraflarında pek çok gezegen bulunduruyor. Yeni keşfedilen Gliese 887b ve Gliese 887c isimli iki gezegense araştırmacılardan gelen bilgilere göre gezegenimizden daha büyük ve çoğunlukla kayalıklardan oluşan gezegenler. Gliese 887b’nin yörünge etrafında turunu tamamlaması 9,3 Dünya günü sürerken 887c ise 21,8 Dünya gününde bir yılını tamamlıyor.
Gezegenleri ve bu keşfi en çok ilgi çekici hâle getiren detaysa yüzey sıcaklıkları. Gliese 887c2’nin yüzey sıcaklığının 70 derece olduğu düşünülüyor ve bu her ne kadar bizim bakış açımızla yüksek bir sıcaklık olsa da suyun bulunabilmesi için yeterli aralıkta bulunuyor. Bu da gezegende canlı yaşamına uygun bir ortam olabileceğine işaret ediyor.
Gliese 887c ve Gliese 887b’nin yaşama elverişli koşullara sahip olup olmadığının belirlenmesi ve daha fazla detayın elde edilebilmesi için çeşitli araştırmalar yapılması planlanıyor. Bu tür çalışmalar pek çok farklı noktada gök bilimcilere yardım etse de bizler için ilgi çekici olmasının sebebi, hepimizin sürekli sorduğu o soruya cevap verebilme potansiyeline sahip olmaları: "Dünya dışında yaşam var mı?" Bu soruya ne zaman bir cevap bulabileceğimizi bilmesek de bu tür çalışmaların devam etmesi sayesinde çok da uzak olmayan bir gelecekte bazı cevaplara ulaşacağımız kesin diyebiliriz.