Bir zamanlar Japonya'nın en büyük ticaret şirketlerinden biri olan Sumitomo Corporation, 1919'da kurulan ve metal ürünleri, ulaşım sistemleri, altyapı, medya ve tüketici malları gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösteren büyük bir Japon ticaret şirketi.
80’li yıllarda yıldızı parlayan bir bakır tüccarı olan Yasuo Hamanaka’ysa, 1986 yılında kariyerinde yükselmiş ve Sumitomo'nun ana iş kollarından olan bakır alım satımının başına geçmişti.
Ancak Hamanaka sadece kariyer basamaklarını tırmanmakla ilgilenmiyordu!
Yasuo Hamanaka’nın, Sumitomo Corporation'a katıltmasının ardından bu konudaki bilgisini etik olmayan bir şekilde güce çevirmeye karar vererek bir paravan şirket aracılığıyla bakır piyasasını manipüle etmeye başlıyor.
Hamanaka, 1990'ların başında bakır piyasasında büyük riskler almaya başlıyor ve piyasayı manipüle etmek ve fiyatları kontrol etmek için sahte belgeler düzenleyerek ve yalan beyanlarda bulunarak Sumitomo'nun kazançlarını arttırmaya çalışıyor.
Kurduğu aldatıcı ağ aracılığıyla yüksek miktarlarda alım yapıyor, bunları teminat göstererek farklı ülkelerdeki vadeli işlem piyasalarında işlemler yapıyordu.
Piyasayı analiz etme ve dalgalanmaları kullanarak büyük kazançlar elde etme konusundaki ustalığı, Hamanaka'nın yönetiminde, Sumitomo'nun bakır ticaretinin büyümesine ve şirketin dünya bakır piyasasında etkili bir oyuncu hâline gelmesine sebep olurken Hamanaka da ceplerini dolduruyordu.
Bu manipülasyon tam 10 sene sürdü!
1993 yılında, Hamanaka’nın aldığı yüksek ölçekli alımların bakırın fiyatını olağanın dışında arttırması diğer tecrübeli borsa yatırımcılarının dikkatini çekmişti ve bu sebeple bu yatırımcılar fiyatlardaki artışın geçici olduğunu düşünerek kısa pozisyona geçmişlerdi.
Hamanaka fiyatların düşmesine izin vermemek için alımlarını çok daha arttırarak elindeki bakır miktarını o kadar arttırmıştı ki tüm bakır piyasasının %5’ini elinde tutar hâle gelmişti.
Tabii bu süreçte Hamanaka komisyonlar ve yatırımlarının kârı ile milyarlarca dolar kazanmayı başarmıştı.
Ancak 1996 yılında her şey değişecekti…
Çünkü bakır fiyatlarının artması bakır üreticilerini üretmeye teşvik etti.
Normal şartlarda çok kârlı olmadığı için üreticilerin daha fazla üretmeyi tercih etmediği bakır fiyatının artmasıyla daha cazip hâle gelmişti.
Hâl böyle olunca bakır üretiminin artması bakır fiyatlarında düşüş yaşanmasına sebep oldu.
Fakat Hamanaka burada hata yaptı ve fiyatlar düşerken elindeki miktarı azaltmadı aksine arttırdı.
Bu durum piyasalarda olağan dışı bir durum olduğu konusunda dikkatleri çekti ve bir soruşturma açıldı.
Soruşturma sonucunda Hamanaka’nın 10 yıl boyunca fiyatları manipüle ettiği ortaya çıktı ve bu bakır piyasasında büyük bir çöküşe sebep oldu.
Hamanaka görevden alındı ve 7 yıllık bir hapis cezasına çarptırıldı. 7 yıllık hapis süresi sona erdiğindeyse gazetecilere söylediği ilk cümlenin bakır fiyatlarının yükselişine ne kadar şaşırdığı olduğu biliniyor...
Finans dünyasıyla ilgili ilginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: