Ünlü matematikçi ve bilgisayar bilimlerinin öncüsü Margaret Hamilton, bu zamana kadar duyduğunuz “Tüm yazılımcılar erkektir” klişesini kökten çürüten insan olarak karşımıza çıkıyor. Şu an hayatımızın neredeyse her alanında bilgisayarları ve yazılımı kullandığımızı da göz önünde bulunduracak olursanız Hamilton’ın insanlığa olan katkısı göz ardı edilemeyecek boyutlarda.
Tabii ki Hamilton’ın başarılarını kendi boyunu da aştı. Bunu söylediğimiz zaman aklınıza direkt “Kadın olduğu için böyle bir cümle söylenir mi?” gibi bir yargı geliyorsa haberi önyargılı okuduğunuzu şimdiden söyleyelim. Çünkü birazdan göreceğiniz fotoğrafla “Başarısı boyunu aştı” deyimini mecazen değil, kelimenin tam anlamıyla kullandığımızı göreceksiniz.
İnsanlığın son kalesi olan uzaya çıkmak, o zamanlarda tüm dünyanın en büyük hayali niteliğindeydi. Hamilton ise dünya üzerinde yazılım mühendisliği diye bir alanın bulunmadığı bir dönemde yaşıyordu ve bu alanı oluşturmaya çalışıyordu. Tüm bu zorlukları birleştirdiğiniz zaman da ortaya film senaryosuna benzer bir tablo çıktı: İnsanların Ay’a gitmesi gerekiyordu; Ay’a gitmek için yazılım çok hayati bir durum olmasa da astronotların Ay’a iniş yapabilmesi için bu yazılım kodlanmak zorundaydı. Tek sorun ise yazılım mühendisliği yalnızca emekliyordu.
NASA, o zamanlarda Hamilton ve ekibine tam bağımsızlık verdi. Yazılım mühendisliği alanı keşfedilmemiş bir toprak gibi olduğu için ekip, istediği şekilde yazılım üretebiliyordu. Tabii ki işler zamanla değişmeye başladı.
Hamilton, o zamanlardan bahsederken yazılım mühendisliğini her geçen gün değiştirdiklerini, her yeni kuralla birlikte yeni bir ilke edindiklerini belirtti. Ancak onlara verilen bu uçsuz bucaksız özgürlük de zamanla bürokratik bir katliama dönüştü.
İnsanları uzaya taşıyacak yazılım türünün ilki olacaktı. Bu sebeple hem çalışması hem de hiçbir kusura sahip olmaması gerekiyordu.
Testler sırasında hataları fark eden Hamilton, bilgisayarın kaldırabileceğinden fazla işlemle karşı karşıya olduğunu fark etti. İniş yaparken kullanılan radar %13 kapasite isterken iniş sistemi %90 talep ediyordu. Hamilton, tam da bu noktada sisteme görevleri öncelik sırasına göre değil, önem sırasına göre sıralama yapmasını söyleyen bir yazılım geliştirdi. Fotoğrafta gördüğünüz yazılım, Apollo 11’in görev sırasını ayarlamasını sağlayan, elle yazılmış kod dizisi. Hamilton’ın geliştirdiği bu kod sonucunda ‘git/gitme’ seçeneğini (bu seçenek uzay aracının Ay’a iniş yapıp yapmamasına karar veren seçenektir) astronotların önüne koyan öncelik ekranları, astronotların ‘git’ seçeneğini seçmesiyle astronotları Ay’a indirecek emri sisteme yolladı. Hikayenin geri kalanı ise tarihe geçti.
Hamilton, NASA’nın diğer Apollo görevlerinde de NASA’yla çalıştı. Kendine özel tasarım yöntemleriyse çağdaş yazılım mühendisliği yöntemlerinin temellerini attı.
NASA’da boyunu aşan işler yapan Hamilton, yalnızca insanlığı uzaya taşımaya yardımcı olmadı, aynı zamanda şu anda trilyonlarca dolar değerinde olan bir sektörün de önünü açtı.