Bundan yaklaşık 7500 yıl önce, Samanyolu’nun Perseus kolunda, bize 6500 ışık yılı mesafede devasa bir patlama oldu. Biz bu patlamayı ilk olarak 1054 yılında, arkasında ince bir gaz ve toz bulutu bırakan parlak bir nokta olarak gördük. O kalıntılara bugün Yengeç Nebulası adı veriliyor.
Yengeç Nebulası, geçtiğimiz günlerde Dünya’yı bugüne kadar bir astrofiziksel kaynaktan gelen, tespit edilmiş en güçlü gama dalgasıyla vurdu. Gök cisminden gelen gama dalgaları, Tibet’te deniz seviyesinden 4300 metre yükseklikte bulunan bir gözlemevi tarafından keşfedilerek tarihe geçmiş oldu.
Yengeç Nebulası’nın kalbinde yer alan nötron yıldızı, etrafındaki kozmik parçacıkları yakalayıp gezegenimize savurabilecek güce sahip. Ancak bu parçacıklar atmosfere çarptıklarında atom altı parçacıklara ayrılıp bir yağmur şeklinde dağılıyorlar. Yani öyle uzaydan garip bir ışın geldi, gamayı yedim, Hulk oldum gibi bir durum yok (Zaten o kadar gama sizi Hulk yapmaz ama muhtemelen kanser eder). Tibet’teki gözelmevi de, 600’den fazla dedektörü sayesinde bu yağmuru yakalamayı başardı.
Gözlemevinden çalışan Çinli ve Japon araştırmacılar, Dünya’nın tam 100 trilyon elektrovoltluk enerjiye maruz kaldığını belirledi. Üstelik bu olay yalnızca bir defa değil, toplam 24 kez tekrar etti. Benzer bir rapor, Meksika’daki HAWC Gama Işıması Gözlem Evi’nden de geldi.
Yengeç Nebulası’nın daha önce de parçacıklar savurduğunu görüyorduk. Bu yeni enerji ölçümleri, cismin merkezinde yer alan yıldız hakkında daha çok bilgi verebilir.