Sonsuz büyüklükteki evrende organik bir yaşam formu aramak, samanlıkta iğne aramaya benzer. Fakat samanlıkta iğne aramak bile daha kolay olabilir. Zira iğnenin, hatta samanlığın ne olduğunu bilmiyorsanız, neye bakacağınızı bilmediğinizden aramaya da asla başlayamazsınız.
Astronomical Journal’da yayınlanan bir araştırma, insanlığın onlarca yıldır arayışta olmasına rağmen neden hala bir Dünya dışı yaşam formunun varlığına dair kanıt bulamadığımızı açıkladı. Buna göre insanoğlu, Dünya dışı yaşam formlarını henüz aramaya başlamış değil.
Araştırmaya göre şu ana kadar bilinen evrenin yalnızca %0.00000000000000058’ini inceledik. Peki bu ne kadar az? Okyanuslarda hayat var mı diye araştırdığımızı varsayabiliriz. Üstelik daha sadece bir küveti dolduracak kadar suyu inceledik.
Daha da önemlisi henüz tam olarak neyi aramamız gerektiğini bilmiyoruz. Yörüngedeki ve Dünya üzerindeki teleskoplarımız uzayı sürekli olarak tarıyor fakat Dünya dışı gelişmiş uygarlıklar bizim henüz keşfetmediğimiz bir elektromanyetik dalgayı kullanıyor olabilir.
Bilim insanlarına göre modern teleskoplarımız her geçen gün biraz daha gelişiyor ve Dünya dışı yaşam formu bulabilmeye biraz daha yaklaşıyoruz. Dr. Brendan Mullan’a göre gelişmiş medeniyetleri bulmanın en kolay yolu kızılötesi radyasyon ve ısıyı takip etmek olacak.
Gelişmiş bir medeniyetin kendi kendini yok etmemesi için yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmayı öğrenmesi gerekiyor. Bunun için de en uygun çözüm Dyson küreleri olarak gösteriliyor. Ancak şu ana kadar böyle bir teknolojiyi kullanan bir medeniyet tespit edemedik.
NASA'dan Venüs'e Uçan Şehirler Yapma Planı
Bu durumdan iki ayrı anlam çıkarabiliriz. Ya Dünya dışı gelişmiş bir medeniyet yok ya da gelişmiş bir medeniyet var ancak henüz bizim gibi ilkel enerji kaynaklarını kullanmaya devam ediyorlar. Bu durumda gezegenleri izlemek ve enerji kullanımına bağlı ısı değişimlerini izlemek, Dünya dışı yaşam formu tespit etmek için en uygun yol olacaktır.
