Günümüzde kullanılan batarya teknolojisinin temelinde lityum iyon teknolojisi yatıyor. Bu teknoloji sayesinde yeni ve daha gelişmiş bataryalara kavuştuk ancak teknolojik ilerlemeler artık bu pillerin ve bataryaların da yenilenmesini gerektiriyor.
ABD ordusunun araştırma geliştirme ekibi ile Maryland Üniversitesi bünyesindeki bir ekip, yaptıkları çalışmalarda lityum iyon pillere çok daha fazla enerji yükleyip daha yüksek miktarda elektrik çıkışı almanın bir yolunu bulduklarını belirtti. Bu çalışma büyük heyecan yarattı.
Bu heyecana kapılanlardan bir tanesi de Tesla’nın ana batarya geliştirme ortaklarından Jeff Dahn. Söz konusu lityum iyon piller ve bataryalar olduğunda Jeff Dahn diğer profesörlerden çok ayrı bir yerde bulunuyor. Li-ion batarya hücreleri çalışmalarında öncü isimlerden biri kabul edilen profesör, bu hücrelerin ömrünü uzatan ve ticari olarak kullanımlarını mümkün kılan araştırmalarda da görev almıştı. Rahn, 3M ile olan 20 yıllık araştırma anlaşmasının ardından Tesla için yeni kurulan NSERC’de görev yapmaya başlamıştı.
Yeni batarya hakkında kaleme alınan yazılardan birinde de imzası bulunan Profesör Dahn, yayınlanan çalışmanın son on yılda gördüğü en yaratıcı makale olduğunu söyledi. Grafit içinde LiCl (Lityum Klörür) ve LiBr (Lityum Brom) bileşiklerinden halojenler oluşturma fikrini dahice bulduğunu belirten profesör, çalışmanın sonuçlarının ticari ürünlere uygulanacak kadar pratik olup olmadığını ise zamanın göstereceğini söyledi.
Bu piller aslında yanında bol miktarda batarya taşıması gereken askerlerin daha hafif ekipmanla hareket etmeleri için tasarlandı. Ayrıca normal pillerden daha dayanıklı ve güvenli bir yapıya sahipler. Bu da askerlere daha hafif ve güvenli hareket şansı verirken lojistik masraflarının da azalmasını sağlıyor.
Yeni batarya teknolojisini araçlarda ya da cihazlarda görüp görmeyeceğimiz şu anda belirsiz ama işin uzmanlarına göre gelişmeler heyecan verici.
