Sosyal medya kullanıyorsanız, artık alışkanlıklarınızın ilgi duyduğunuz alanların ya da karakterinizin analiz edilmesi durumuna alışmışsınız demektir. Bunu bilmek, insanları ilk başta korkutsa da zamanla neredeyse hepimiz, bilgi çağına uyum sağladık. Adeta dünyanın en büyük organizması olan Big Data’nın bir parçası olarak, kendi kimliklerimizi sosyal medya mecralarına adadık.
Tüm insanların bir kartopu gibi bir araya geldiğini düşünün. İşte o kar topunun nereye yuvarlanacağına karar veren şey eğilimlerimizin ortalamasıdır. İstediğiniz kadar anonim olun, istediğiniz kadar internetten uzakta kalın, yeryüzünde bu dünya ile tanışmayan çok az insan var. Onlar da yağmur ormanlarının en ücra köşelerinde yaşayan kabilelerden ibaretler. Daha gelişmiş olan bizler, internetteki büyük bir eğilim grafiğinin parçasıyız. İster istemez, kartopuyla birlikte yuvarlanırsınız.
O kartopunun yuvarlandığı yere gitmek istemiyor olabilirsiniz. Sizi bunun için direnirken, o kartopunun istikametini önceden öğrenmeye çalışan bazı topluluklar var. Genel olarak teknoloji şirketi olarak bildiğimiz bu topluluklar, toplumsal eğilimleri haritalandırmak için milyonlarca dolarlık sosyolojik araştırmalar yapıyorlar. Ellerindeki ürünü, iyi bir fikri de ona göre şekillendiriyorlar.
Çin’in kendi halkını gözlemlemesi, her türlü ortamda kendi vatandaşları hakkında dijital veriler oluşturmasının nedeni de bu. Hatta son yıllarda Çinli şirketlerin yükselişiyle birlikte, her ne kadar hala resmiyete dökülmese de ayyuka çıkan bir şey var: Şirketleri de Çin’in politikalarına göre hareket ediyorlar. Bunun en somut örneklerinden birisi, Bytedance isimli bir şirket. Bizler Bytedance’ı daha çok TikTok isimli tuhaf uygulamadan tanıyoruz.
Bytedance, geçtiğimiz ay “dünyanın en değerli girişimi” oldu. Peki nasıl?
Daha önceleri Musical.ly olarak bilinen TikTok sayesinde, eve sadece tek bir uygulamayla, dünyanın en değerli girişimi olmak. Bu iş, kesinlikle gelişigüzel, şans eseri olan bir şey değildi. Uygulama Musical.ly olduğu zamanlarda yine çok yaygındı, ancak 5 yaşındaki şirket Bytedance tarafından satın alındığında 3 yaşındaydı. Asıl çıkışı TikTok adıyla yeniden kimliklendirince yakaldı.
Bugüne bugün 75 milyar dolar daha yüksek değere sahip olan Bytedance, inanılmaz derecede yüksek paralar ödeyen ciddi yatırımcıların aklını çelmeyi başardı. Üstelik bunu müstehcen videolar görmek isteyenleri ikna ederek yaptı.
- Hap bilgi: Dünyanın en değerli girişimi, daha önce Uber’di. Çinli Bytedance, ABD’li Uber’i geçerek dünyanın en değerli girişimi oldu.
Bytedance’in henüz 35 yaşındaki kurucusu Zhang Yiming, çok medyatik bir isim değil. Dünyanın dört bir yanında ilgi gören ilk Çinli internet şirketinin sahibi, kaotik bir şekilde kendini göstermek isteyen insanlar için olan bir uygulamanın sahibi olmasına rağmen kameraları sevmiyor. Zhang, internet sitesi üzerinden yaptığı bir açıklamada “İnsanların bilgi alıp tüketme yollarında devrim yapmak için, mobil internet teknolojilerini ve yapay zekayı bir araya getirdik” diyor. Bir dakika ya?!
Hocam bilgi almanın beyin yetmezliğine yol açan TikTok videolarıyla ne ilişkisi var?
Evet kareoke videosu üreten ya da fiziki güzelliğini sergileyen insanlar gündelik hayatta, sıradan bizler için “bilgi” niteliği taşımıyorlar. Yazının başına dönelim. Eğilimler, eğilimlerimizi araştıran şirketler ve Big Data. Bytedance gibi şirketler için her şey “bilgidir”, yazılımlar unutmaz, yapay zekalar öğrenir.
Yapay zekalar, öğrenirler. TikTok’a bir video çeker atarsınız, bir başkası izler. Videonuz ne kadar kişiye ulaşırsa yapay zekâ sizi ona göre inceleri. TikTok içerikleri resmî kurumlar ve servisler tarafından üretilen bilgiyi içermediği için kalkıp da tık tuzağı (clickbait) yapıldığını söyleyen kimse çıkamaz.
Eylül ve Ekim 2018 döneminde TikTok, Play Store ve App Store üzerinden en çok indirilen sosyal medya uygulaması oldu. Facebook, Instagram, Snapchat ve hatta YouTube’dan daha fazla indirildi. Üstelik ABD’de bile ABD’li uygulamalardan daha fazla indirildi. Çin ABD’yi kendi platformlarını kullanarak, kendi silahıyla vurdu.
- Hap bilgi: Bytedance, ABD’de alışık olduğumuz destek kültürüne sahip olmayan bir yerden çıktı. Normalde ABD’li şirketler büyümek için Facebook ve Google gibi devlerden destek beklerler. Nitekim Bytedance Çin’in devleri Tencent, Alibaba gibi şirketlerin hiçbirisinden 5 kuruş para almadı (En azından resmiyette).
TikTok, küresel ekonomik sistemde, ABD’li şirketler tarafından ele geçirildiğini düşündüğümüz teknoloji sektöründe, sosyal korsanlık taktiklerini acımasızca kullanıldı. Her şeye rağmen sonuç olarak Çinli bir şirketin ABD’nin temelini attığı yolları kullanarak, dünyayı kasıp kavurduğunu gördük. Emin olun ki bu bir açık.
Tartışmamız gereken mesele TikTok’u kullanmak ya da kullanmamak değil, böyle girişimleri yapmak için neyin eksik olduğunu bulmak. Bulmak ve dünya değişirken, değişimin mimarlarından olmak. Dans ederek ya da dans edenlerin sağlık durumunu tartışarak bir yere varmamız çok güç.