Yıldırımlar, bulutlar ile yeryüzü arasında olan ve evcil hayvanları korkutup arabaların alarmlarını öttüren bir doğa olayıdır. Düştüğü yerde pek hoş etkileri olmaz.
Uluslararası bir ekip oluşturan fizikçiler, eşsiz miktarda yıldırım verisi toplayarak yaptıkları çalışmada havadaki statik elektrik yüklü küçük alanların yıldırımların hareketlerini nasıl etkilediğini inceledi. Düşük Frekans Dizilimi (LOFAR) adı verilen radyo teleskoplarıyla yapılan incelemelerde, binlerce kilometrelik alanda yıldırımların nanosaniyelik görüntüleri ve verileri toplandı.
Yıldırım ve şimşekler aslında zıt yüklü iki kutup arasındaki elektrik akışı ancak bizim gördüğümüz parlak ve gürültülü son kısmı dışında oldukça karmaşık ve henüz tam olarak çözülememiş bir sürecin parçası. Akım yere düşerse yıldırım, buluttan buluta geçiyorsa şimşek olur.
Hava içerisinde bulunan ve yüklü parçacıklarla dolu sıcak hava kürecikleri, yıldırım ve şimşeklerin atlaması için öncelikli gereksinim. Bu küçük yüklü bölgeler, elektrik akımına ilerleyebileceği ve birinden diğerine atlayabileceği bir yol çiziyor.
Yıldırımlar, yüklerine göre farklı şekillerde çaksa da gayet belirgin izler bırakıyorlar ve bir defa düştükleri noktaya tekrar tekrar düşüyorlar. Zaman zaman da dallanma yapıyor ve iğne adı verilen, küçük elektrik akımları olarak başka yönlere sapıyorlar.
Bu gözlemler, neden yıldırımların aynı yere birkaç defa düştüğünün anlaşılması ve bulutların nasıl yeniden yüklendiklerinin anlaşılması konusunda yardımcı olacak. Araştırma Nature dergisinde yayımlandı.
Aşağıdaki video, yavaş çekimde yıldırım oluşma sürecini gösteriyor. Her bir sarı nokta, elektrik boşalmasının yaşandığı noktadan gelen radyo atımını gösteriyor.