Bildiğiniz üzere şu anda aşı olmak gibi bir zorunluluk olmasa da virüsün yayılmasını engellemek amacıyla aşı olmayanların belli mekanlara girişi engelleniyor. Engellenmese bile virüs taşımadıklarını teyit etmek amacıyla belirli aralıklarla PCR testi vermeleri isteniyor. Henüz aşı yaptırmamış olmanın tek nedeni tabii ki aşı karşıtı olmak değil; ancak özellikle karşıt olanlar, aşıdan kaçınmak için ilginç yollara başvurabiliyor.
Şimdi bahsedeceğimiz olaylar da Yunanistan’daki aşı karşıtlarının aşı olmadan hayata devam edebilmek için uyguladığı bir hileyle ilgili. Ancak asıl can alıcı kısım hilenin uygulanabilmesi değil, uygulanamaması.
İki taraf da suçlu
Geçtiğimiz pazar günü Yunan medyasının rapor ettiği bilgilere göre ülkedeki aşı karşıtları, aşı olmadan aşı onayı alabilmek için doktor ve hemşirelere rüşvet veriyor. 400 euroluk ödeme yapan şahıslar, aşıyı yapacak kişiden şırınganın içine sadece su koymasını istiyor. İşlem tamamlandıktan sonra sistemde aşılanmış olarak gözüken şahıslar, bu şekilde restoran gibi mekanlara ve konser gibi etkinliklere haftada iki kez PCR testi olmadan gidebiliyorlar.
Ancak can alıcı kısım bu değil. Eş zamanlı ortaya çıkan bilgilere göre aşı karşıtlarına ‘su aşısı’ vurmak üzere aldığı 400 euroluk ücreti cebe indiren doktorlar, kişiye haberi olmadan gerçek COVID-19 aşısı vurarak eve gönderiyor. Yaklaşık 100 bin vatandaşın böyle illegal yollarla aşılandığı düşünülüyor, ancak ne kadarının sahte diye gerçek aşı aldığı belli değil.
İşin bir de hukuki yanına bakalım: Aşılanmış görünmek için rüşvet vermek suç. Bu rüşveti kabul edip işlemi uygulamak suç. Kişiye rıza dışında tıbbi tedavi uygulamak suç. Anlayacağınız, işin içinden çıkmak zor. Peki bu işlemi yaptırmak isterken gerçek aşı uygulanan aşı karşıtları, doktorlara dava açabilir mi? Kendi suçlarını kabul ederlerse evet.
