Bay Squirrel, madeni para koleksiyoncusuydu. Birçok koleksiyoncu gibi o da, para örneklerini ufak plastik torbaların içinde saklıyordu. Bir gün, Norfolk'un Great Yarmouth yöresindeki bir dükkana gitmek üzere yola çıktı. Çünkü bu dükkanda, biriktirdiği eski paraları için uygun ve kullanışlı torbalar satıldığını duymuştu. Dükkanın yeri hakkında ayrıntılı bir tarif almıştı, ancak oraya daha önce hiç gitmemişti. Nihayetinde dükkana ulaşmayı başaran Bay Squirrel, kendisini bir anda başka bir çağda buldu!
Eski tarz bir dükkan
Önceleri durumun farkında olmayan yaşlı adam, dükkanın ön tarafında yer alan kaldırım taşlı bölüm ve dükkanın rengarenk boyalı cephesini görünce çok etkilendi. Dükkanın iç kısmında ise, onun ilgisini çeken başka detaylar vardı; çiçek motifli resim çerçeveleri, eski tip kutular, sandıklar, bastonlar... Squirrel, deyim yerindeyse hayran kaldığı bu dükkanı incelemeyi daha fazla sürdüremedi, çünkü tezgahtar kız gelmişti. Kızın uzun siyah bir etekliği ve eski tip fistolu yakaları olan bir bluzu vardı. Saçları ise düzgün şekilde topuz yapılmıştı.
Bu hadise 1973 yılında geçiyordu. O dönem kadın kıyafetlerinde müthiş bir çeşitlilik göze çarpıyordu. Bir zamanlar moda olan uzun eteklerin veya fistolu bluzların giyilmesi bu nedenle yaşlı koleksiyoncunun hiç garibine gitmemişti. Tezgahtar kızdan paralarını koyacak naylon torba istedi. Kız da bir yığın torbayla dolu büyük, kahverengi bir kutudan adamın istediği torbaları çıkardı. Torbaların bu kadar çok olması Bay Squirrel'i meraklandırdı. Sebebini sorduğunda ise merakı şaşkınlığa dönüştü. Çünkü tezgahtar kız; yelkenli gemilerle denize açılan balıkçıların, balık zokalarını koymak için bu poşetlerden bol miktarda aldığını söylüyordu.
Evet yaşlı adam şaşırmıştı, ama bu konuda bir yorum yapmadı. Aldığı torbaların karşılığı olarak kıza birkaç tane bozuk para uzattı. Tezgahtar kız, ücretin 1 Şilin olduğunu söyledi. (İngiliz para sisteminde Şilin çoktan kalkmıştı.) Bir kere daha şaşkınlığa kapılan yaşlı koleksiyoncu, yine bir şey söylemedi. Poşet ücreti olarak kıza bu kez 5 Peni uzattı. Gördüğü para kızı şaşırttı, ancak tıpkı Bay Squirrel gibi o da şaşkınlığını kelimelere dökmeyerek parayı aldı. Bu alışverişte Bay Squirrel'i şaşırtan bir başka konu ise, dükkanda olduğu süre içinde tam bir sessizlik halinin hüküm sürmesiydi. Örneğin, en küçük bir trafik gürültüsü dahi duyulmuyordu.
Dükkan değişiyor
Bay Squirrel, bir hafta sonra, para koyacak torbalardan almak üzere tekrar o dükkana gitti. Ancak dükkana yaklaştığı anda, hayatının en büyük şokunu geçirdi! Zira sadece bir hafta önce geldiği dükkanla, şu an gördüğü dükkan arasında hiçbir benzerlik yoktu! Dükkanın ön tarafındaki arnavut kaldırımı asfalta dönüşmüş, dükkanın iç ve dış kısmı kararmış ve eskimiş, payandalar ise bambaşka bir şekle bürünmüştü. İşin bir o kadar tuhaf yönü ise, dükkanda çalışan tezgahtarın orta yaşlı bir kadıncağız olması ve bu kadının, Bay Squirrel'in tarif ettiği genç kızın varlığından bile haberinin olmamasıydı. Dahası (yaşlı koleksiyoncu adına en kötüsü) Bay Squirrel, yeni torba isteğine olumsuz yanıt aldı. Çünkü öylesi torbalardan zaten hiç satmamışlardı! Nitekim oraya daha sonra gelen dükkanın sahibi de, tezgahtar kadının söylediklerini harfi harfine doğruladı.
Çaresiz, geldiği gibi evine dönen yaşlı adamın yaşadığı bu sıradışı olayın yegane kanıtı, hiç kuşku yok ki daha önce aldığı naylon torbalardı! Nitekim daha sonra, torbaların yapıldığı tarih incelendiğinde; bu çeşit torbaların Birinci Dünya Savaşı'ndan önce imal edildiği ve ilk olarak da 1920'li yıllarda kullanıldığı ortaya çıktı! Bay Squirrel'in yaşadığı bu deneyim ise, tarihteki en gizemli 'Zaman Sapması' (bir zaman diliminin, başka bir zaman dilimine, bir noktada ve bir 'süreliğine' egemen olması) vakalarından biri olarak kayıtlara geçti.