Bundan yıllar yıllar önce tahmin edersiniz ki arabalar henüz yollarımızı işgal etmemişti. Atalarımız, daha ilkel yollarla yani atlarla savaşırlardı. Peki ama süvari hayvanı olarak neden sadece atları evcilleştirdik?
Görünüşleri ve hızları bakımından atlara benzeyen zebralar, aslında pek de dost canlısı değil. Neden mi? Emin olun mantıklı sebepleri var!
Zebralar oldukça huysuz ve tahmin edilemez hayvanlar.
Sadece saldırgan ve düşmanca tavırlarıyla değil aynı zamanda oldukça kurnaz olmalarıyla da tanınırlar. Bir zebranın durduk yere tekmelediğini belgesellerde zaman zaman şahit olmuşuzdur.
Ayrıca bu çizgili dostlarımızın oldukça güçlü eğilim refleksi var, bu da onları kementle yakalamayı neredeyse imkânsız hâle getiriyor.
Belki de en önemli nokta; zebraların, aile yapısına veya belirgin bir sosyal hiyerarşiye sahip olmamalarıdır. Peki ama bu ne demek? Yani onları evcilleştirmeye çalışsak bile bizi "grubun lideri" olarak kabul etmezler.
E hani onlar da gruplar hâlinde hareket ederdi?
Evet, zebralar gruplar hâlinde hareket ederler ama onların bir aile olduğu anlamına gelmez. Aslında daha çok hayatta kalma stratejisi diyebiliriz. Stratejileri sayesinde aslan gibi yırtıcılardan kaçabilirler.
Bütün bunlara ek olarak boyutlarını da hesaba katmak gerek. Zebralar, genellikle binicilik için çok küçüklerdir ve sırt yapıları uzun süreli biniciliğe uygun değildir. Yani zebraları evcilleştirmek bir yana dursun, üzerlerine binmek bile oldukça zor.
Zebraların sırtları; bırakın yük taşımayı ya da eyer vurmayı, bir insanın uzun süre binmesine izin verecek şekilde evrimleşmemiştir. Kısaca onlara binerek sadece acı çekmelerine neden oluruz.
Biz en en iyisi mi onları, doğal habitatlarında vahşi ve özgür olarak seyredelim.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: